1. bilim kuramcıları ile bilim adamları arasındaki tartışma çok eskilerden bu yana devam eder. thomas kuhn "paradigma" kavramını ortaya attığında bu tartışma daha da alevlenir. bilim kuramcıları bilimi küçümserken, bilim adamlarını belli ön kabulleri yerine getiren, bilim dini mensupları olarak görürler. bilim adamları ise bilim kuramcılarının bilimsel kavramların ırzına geçtiğini, onları yalan yanlış kullandıklarını ve doğal bilimlerin ilerlemesini engellediklerini savunurlar. beşeri bilimciler ve doğa bilimciler olarak ayrışırlar.

    bu tartışmayı alevlerinden büyük olaylardan birisi de bir fizikçi olan alan sokal'ın postmodernizm taraftarıymış gibi yazdığı anlamsız, yalan yanlış bir makaleyi lacan ve derrida gibi isimlerden alıntı yapmış gibi gösterdiği bir makaleyi, karşıt tarafın en prestijli dergilerinden biri olan social text'te yayınlatmayı başarmasıdır. bu olay büyük bir tartışma yaratır. olaydan sonra alan sokal, "son moda saçmalar ve kafa ağrıtan zırvalar" isimli bir kitap yazmıştır. kitapta çağdaş fransız felsefesinin köhne bir saçmalıklar yığını olduğunu söyler. kimsenin anlamadığı yalan yanlış, ne yöne çeksen gelecek fikirlerdir bu kişilerin yazdıkları. yani hepimizin az çok katıldığı düşünceler.

    peki kim haklı? iki tarafın da uç fikirleri göz ardı edilerek bir sentez yapılmalı bana göre. ne bilim kuramcıları haksız, ne bilim adamları hafife alınabilecek işler yapıyorlar.