• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.22)
ali'nin sekiz günü - cemal şan
ali’nin hayatı, evi ve sahibi olduğu bakkal dükkânı arasında monoton bir düzen içinde geçmektedir. her gün aynı şeyleri yapmaktadır. bu sıradan hayatı mahalleye taşınan zeynep ile değişmeye başlar. zeynep’e duyduğu platonik aşk onun hayatına beklenmedik bir heyecan katmıştır. ali’nin aynı zamanda kiracısı olan belalı işlerle meşgul olan bir adam daha vardır: kemal, ki ali’nin kâbusu olmuştur. kirasını ödemediği gibi onu korkutarak borç diye ama hiç geri ödemediği paralar almaktadır. ali’nin, mahalleye taşınan zeynep’in bakkaldan alış veriş yapmasıyla başlayan küçük sohbetleri olur. bu sohbetlerden etkilenen ali, zeynep’i merakla takip etmeye başlar ve onun hayatında bir başka erkek olduğunu öğrenir: mehmet. ama zeynep’in mahalleye taşınmasının gerçek amacının hayatından mehmet’i çıkarmak için bir adım atmak olduğunu öğrenmiştir. bu ali’yi bir parçada olsa umutlandırmıştır. fakat ali, zeynep’in mehmet’le ilişkisine devam ettiğini ve evden ikisini birlikte çıkarttığını görür. takip eder. bir türkü bara peşlerinden girer. uzaktan gizli gizli onları izler. sevdiği kızla adamın bar çıkışı peşlerindedir. bir anda mehmet ve zeynep kavga etmeye başlar. mehmet, zeynep’i dövmektedir. ali ilk kez hayatında başkaldırır ve sevdiği kızı adamdan korumak için adama saldırır. ama o anda sevdiği kızın ali’ye dönüp kendini döven sevgilisine artık vurmamasını çünkü onu çok sevdiğini söylemesiyle yıkılır. hayatında ilk kez sevdiği bir şeyi elde etmek için tüm kurallarını yıkmıştır ama sevdiği onu istememiştir. bu ali’nin yıkımı olmuştur. onu yine tek düze hayatının başlangıcı olan evinin terasında kendisiyle baş başa buluruz…


  1. bu tiradla aklıma kazınmış film. ''özür dilerim , size bir şey sorabilir miyim ? hayat neden bu kadar zalim ? insanlar , insanlar neden bu kadar zalim ? yaşamak neden bu kadar zor ve bu kadar güzel ve vazgeçilmez ? peki insanların birbirlerini anlamamak için bu büyük çabası neden ? karım… karım bana çok kızıyor. ona istediği gibi bir hayat sunamadığım için. istediği gibi bir adam olamadığım için. çocuklarım , çocuklarım da bana çok kızıyor. onlara bilgisayar , elbise , ayakkabı , araba alamadığım için. patronum , patronum sürekli alaycı bakışlarla beni izleyerek ne kadar işe yaramaz bir adam olduğumu günün her saatinde bana hatırlatıyor. o da bana çok kızıyor çünkü ona çok para kazandıramadığım için. dostlarım , arkadaşlarım , akrabalarım beni adam yerine bile koymuyorlar. onlar da bana kızıyor. onların istediği bir adam olmadığım için. onları yemeğe götürmediğim için , onlara borç veremediğim için , onlara ayak bağı olduğum için , onların eğlendiği gibi eğlenemediğim için. devlet , devlet de bana kızıyor. daha çok vergi veremediğim için , arada bi ‘noluyo’ diye sorduğum için , yanlış partiye oy verdiğim için. biliyor musun her tarafım kanıyor. acılar içindeyim. çürüyorum. onların istediği gibi bir adam olmak istiyorum ama beceremiyorum. dostlarıma , akrabalarıma , patronuma , karıma , çocuklarıma üzgünüm diyorum. sizin istediğiniz gibi bir adam olamadığım için özür dilerim diyorum , duymuyorlar. acılarımı , kederlerimi , sıkıntılarımı anlatıyorum dinlemiyorlar. ben , ben.. bana yardım edin diyorum , kaçıyorlar. gelin biraz konuşalım diyorum , masayı terk ediyorlar. ölüyorum ben diyorum , ne zaman öleceksin diye soruyorlar. lütfen bana söyler misin , ne oldu ? bize ne oldu ? eskiden böyle değildi. şimdi ne oldu ? neden insanların artık birtakım duygulara ve düşüncelere prim verecek zamanları yok ? neden bu kadar hızla koşuyorlar ? neden bir an bile olsa durup hayatın , insanın , evrenin anlamı üzerine düşünmüyorlar ? ben acılarımı , sıkıntılarımı , kederlerimi onlara anlatırken neden beni dinlemiyorlar ? benim bütün bu düşlerim , arzularım , hayata dair imdat çığlığım onlara neden sahte geliyor ? sahici gelmiyor , samimi gelmiyor ? neden ? neden ? neden ? söyle bana neden ? neden ?.. n’olur bana yardım et , yardım et bana. lütfen , lütfen… neden beni bu halimle kabul edip aralarına almıyorlar ? neden beni sevmeleri için sürekli , inanmadığım halde onların ilgisini çekip onlarla konuşmak zorundayım , ha ? neden egom olmak zorunda ? neden onların arasında bencil olmak durumundayım ? neden var olabilmek için rekabet etmek zorundayım , ha ? lütfen , lütfen bana yardım et. bana hayatta yaşamamı söyle. bak biliyosan eğer bana o yolu göster , lütfen. çünkü ben artık yalnız yaşamak istemiyorum. bana hayatta yaşayabilmem için güç ver. neden ben hayatta yaşamayı beceremiyorum ? lütfen bana yardım et , lütfen… özür dilerim , özür dilerim. beni bağışlayın. kendi derdimle sizi üzdüm özür dilerim , özür dilerim. özür dilerim…''
  2. hem sonunu tahmin edebiliyorsunuz, hem de hayal kırıklığına uğruyorsunuz. kaybeden edebiyatından soğuduğum şu günlerde bu filmden de hoşlanmadım, çünkü benim hala umudum var. izlemediyseniz önermiyorum.