1. zamanında yeterince ilgi görmediyseniz ileride hayal dünyanızda her söyleneni sizinle alakalı olarak varsayıp gereken ilgiyi kendi kendinize elde etmeye yeltenebilirsiniz. olabilir yani, neden olmasın. gayet makul bir çıkarım bence.

    dış gerçeklikle iç gerçekliğin örtüşmemesi durumuna bir örnek daha.

    örnek:

    üniversitede bir kız vardı. kızdan hoşlanıyordum. zaman geçtikçe kızın da benden hoşlandığını düşünmeye başladım. bir gün gittim konuştum. o da beni reddetti. gelecek yıllarım için çok faydalı bir tecrübe oldu. neymiş? kuruntu yapmayacakmışsın...

    bunu destekleyen başlıklar:

    (bkz: rezil olmak)
    (bkz: utanç)
    (bkz: yargılanmak)
    (bkz: pişmanlık)
    (bkz: şımarmak)
  2. çoğunlukla bilerek yapıp eğlendiğim tepki türü.

    karşımdaki: ...
    ben : ha yani "......." mi demek istiyorsun :o
    karşımdaki: oradan o anlam çıkmıyor :/
    ben : gayet de çıkıyor valla, ben anladım anlayacağımı :p

    sonra üzgün suratlar, sevimli iğnelemeler, gülen suratlar, kapanış :)
  3. bende de var bu, millet gene laftan alınıyormus, ben herhangi birini asik süratli görsem " niye böyle sürat asıyor, yanlış bir şey mi söylemiştim, yanlış anladığı bir şey mi var, tiksiniyor mu benden, at miyim ben?" diye geçiriyorum içimden.

    çok zor lan alıngan olmak.
  4. can sıkıcı huy.
    hem yapanın, hem karşısındakinin canını sıkar.
  5. hayat damarlarımdan biri.
  6. bir arkadaştan duyduğum bir dörtlüğün son iki dizesiydi:
    'kemalce noksan imiş,
    incinen, incitenden.'
    ilk, yok yahu öyle olur mu dedim.
    sonra fark ettim aslında, çoğunluklar doğrudur.