• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.39)
american beauty - sam mendes
lester burnham (kevin spacey) bir magazin dergisinde çalışmaktadır. kentin lüks banliyölerinden birinde karısı ve kızıyla yaşayan lester orta yaş bunalımının eşiğine kadar gelmiştir. emlakçılık yapan karısı carolyn (annette bening) ona karşı ilgisiz ve soğuk davranır. lise öğrencisi olan kızı jane de (thora birch) onu küçük görmekte, saygısız davranışlarını günden güne arttırmaktadır. bütün bunların üstüne bir de gazetedeki patronunun onu gerizekalı yerine koymasıyla kabusu daha da artar.


  1. filmdeki o poşet olayı beni çok etkilemiş herhalde. hala böyle alakasız küçük mutluluk anlarında o poşet gelir aklıma gülümserim.
  2. kevin spacey'in son sahnede yapraklarla beraber uçan o poşet eşliğinde mükemmel bir sonla biten güzel filmidir.

    !---- spoiler ----!

    ''ölmeden önceki son saniyede tüm hayatın gözünün önünden geçermiş... her şeyden önce o bir saniye, saniye falan değil. bir zaman okyanusu gibi, sonsuza dek uzayıp gidiyor. benim için, izci kampında sırt üstü uzanıp kayan yıldızları seyretmekti.. sokağımızdaki ağaçların sarı yapraklarıydı. büyükannemin elleri ve parşömene benzeyen derisiydi ve kuzenim tony'nin gıcır gıcır firebird'ünü ilk görüşümdü. ve janie ve janie ve carolyn. sanırım başıma gelen şey için fena halde kızabilirdim... ama dünyada bunca güzellik varken kızgın kalmak oldukça zor. bazen hepsini bir anda görüyormuşum gibi geliyor ve bu çok fazla.. kalbim, patlamaya hazır bir balon gibi doluyor. sonra sakinleşmeyi hatırlıyorum... tutunmaya çalışmaktan vazgeçmeyi. o zaman yağmur gibi üstümden akıp geçiyor. ve sonsuz bir minnet duyuyorum. küçük, aptal hayatımın her bir anı için. eminim neden bahsettiğim hakkında hiçbir fikriniz yok. ama merak etmeyin. bir gün anlayacaksınız...''

    !---- spoiler ----!
  3. birden fazla kere şaşırtan bir film. keyifle takip edilen bir senaryo. kısacası başyapıtlar arasında yer alması gerekenkerden. maymun gözünü açtı hikayesi.
    abi
  4. bekledigimden cok daha iyi çıkan ve tamamen adini yansıtan film.

    ergen kızların arasındaki iliski, kadının rakibine olan hayranligi, adimin aslinda en masum karakter olarak ölmesi ve sanki filmin merak uyandirmaya ihtiyaci yok gibi bunu en basından söylemesi.

    !---- spoiler ----!

    filmde cinsellik adina cok net bir eleştiri oldugunu dusundum. adamin kıza olan kontrolunu kaybetme derecesindeki ilgisi aslinda kizin bakire oldugunu öğrenince dizginleniyor, adam karsisindakinin yetişkin b ir kadın degil bir cocuk oldugunu farkediyor. ama kız butun bu kadına benzeme, menfaat karsiligi insanlarla yatma, herkese kendisini arzulatma olayını bir basari olarak goruyor. amerikan popularizmi iste.

    diger kızla problemli çocuğun iliskisini kıskandım acikcasi. her tencere yuvarlanıp öyle bir kapak bulsa keske.

    admin karisindaki hayatinin icini boşaltan kariyer hirsi amerikan mantalitesini tanımlayan ana unsurlardan bir digeri. basariya tapma olayını evliliğine ihanet edecek bir iliskiye vardıracak kadar abartmış kadın.

    adamla depresif gencin arasinaki iliski de güzel bir detaydı. ikisine de yer yer iyi geldigini dusundum.

    filmle ilgili en cok aklımda kalan şey kendisinden şüphe eden, özgüvensiz ve ezik bir adamin biraz iltifatın ve umudun pesinden hayatına bir anlam katabilmesi oldu. kendine bakması, insanlara tavır alabilmesi, etrafına ilgi göstermesi, bunlar icin kisinin kendisinin de iyi hissetmeye ihtiyaci var ve beni en cok bu gerçeğin yüzüme vurması etkiledi.

    !---- spoiler ----!
  5. aynı yıl (2000) akademi ödüllerinde the green mile (yeşil yol), matrix, fight club (dövüş kulübü) , the sixth sense (altıncı his) ki daha yazmadığım bir çok film daha varken, bütün filmleri gölgede bırakmıştır. nasıl bir film olduğunu ben söylemiyim siz düşünün artık.

    !---- spoiler ----!

    lester'ın işten tazminat almak için şantaja başvurması buram buram fight club koktu. artık hangi film diğerinden esinlenmiş bilemiyoruz tabiki ^:swh^

    !---- spoiler ----!
  6. amerikan sosyolojisini yansıtır
  7. kevin spacey' nin müthiş bir oyunculuk sergileyerek en iyi aktör oscar ödülünü kazandığı film.
  8. güzel film , ağır biraz bence konu açısından. açıkçası bana iyi ki orta yaşlı aile babası bir adam değilim ve kızım yok dedirtti.