1. Ampata , genç ve cesur bir savaşçının karısıymış.İki çocuk annesiymiş.Bir zaman , kocası ve çocuklarıyla birlikte mutlu bir şekilde yaşamış.Evleri bazen;ağaçsız , uçsuz bucaksız düzlüklermiş.Bazen de , kulübelerini orman içinde bir derenin kıyısına kurarlarmış.Ampata;derelerde , nehirlerde bir aşağı bir yukarı kürek çeker , hasır yapmak için saz ararmış.Ya da ormanda dolaşır;çadır yapmak veya yakmak için ağaç kabukları toplarmış.Yazın açık alanlara çıkarlar;kışınsa , ağaçlık bölgelerde , güneş gören daha korunaklı yerlerde barınırlarmış.Hayatlarını , işte böylece , rahat ve mutlu bir şekilde sürdürürlermiş.

    Ampata'nın kocası , zamanla kabile içindeki etkinliğini ve etkisini artırmış ve sonunda , günün birinde reis olmuş.Bu , Ampata'nın yüreğini kıvançla doldurmuş ve kocasını her zamankinden çok sevmesine neden olmuş.Ancak Ampata , zamanla farkına varmış ki ; kocasının rütbesi ve önemi arttıkça , önceden beri sahip oldukları aile içi rahatı ve huzuru bulamaz olmuşlar.Kocası , artık bir halk adamı olmuş.Evleri , sürekli gelip giden ziyaretçilerle dolup taşıyormuş.Kocası ise , topluluktaki önemi arttıkça ; yetineceğine , hırsı daha çok bileniyormuş. bir süre sonra , etki alanını daha da çok genişletmek için , yakınlarda yaşayan ünlü bir kabile reisinin kızını , ikinci bir eş olarak almaya karar vermiş.

    Ampata , kocasının bu arzusunu öğrenince dehşete düşmüş.Kocasının bu kararına karşı çıkmış;ama , kocası onu dinlemiyormuş bile.Ampata'ya , ikinci bir kadınla evlenmenin , kabile içindeki etkisini iyiden iyiye artıracağını;bu yüzden de , yeniden evleneceğini söylemiş.Ampata , kocasıyla aynı evde kalarak , bu utanca daha fazla katlanamayacağına karar vermiş.Böylece , kocası yeni eşini eve getirmeden önce , kalbi kırık bir şekilde , iki çocuğunu da yanına alarak babasının evine gitmiş.

    Kışı , babasının yanında , akrabalarıyla birlikte geçirmiş;ancak geçen zaman , ne kederini ne de umutsuzluğunu azaltmış.Bahar geldiğinde , babasının topluluğu , kışın yaptıkları kanolarla birlikte , Mississippi'den aşağı kürek çekerken , Ampata da onlarla beraber gitmiş.İki çocuğu da , kanoda kendisiyle birlikteymiş.Kanolar , St.Anthony şelalesine yaklaştıkça , güçlenen akıntılar yüzünden kıyıya yönelirken;Ampata , akıntının ortasına doğru kürek çekmeyi sürdürmüş.Akıntı ve girdaplar öylesine güçlüymüş ki;kano , giderek daha da hızlanmış ve artık , kürek de bir işe yaramaz olmuş. İşte , tam bu sırada , Ampata oturduğu yerden doğrulup , gözyaşları içinde şu veda sözlerini söylemiş:

    "Bir tek onu sevdim ve onu bütün kalbimle sevdim.Taze avları , onun için pişirdim;onun için süpürdüm , çalı süpürgemle ocaktaki külleri.Onun için giyindim , süslendim;onun için diktim ayağına giydiği geyik derisinden çarıkları.Nasıl beklerdim , bitmek bilmeyen günler boyunca onun avdan dönmesini ve nasıl da sevinçle dolardı kalbim , ayak seslerini duyunca!Gönülden bağlıydım ona.Bütün dünyamdı o benim.Ancak , o bir başkası için terk etti beni ve hayat artık taşıyamayacağım bir yük oldu şimdi.Çocuklarım bile , üzüntümü çoğaltıyorlar.Yüzlerinde onu görüyorum;bana babalarını anımsatıyorlar sürekli.Verdiği hayatı geri alsın diye yakardım Yüce Ruh'a.Çünkü , istemiyorum artık onu;dualarımın kabul olunacağı akıntıya bırakıyorum şimdi kendimi.Bembeyaz köpüklerini görüyorum suyun;onlar benim kefenimdir.Çağıltısını duyuyorum şelalenin;o da cenaze şarkımdır benim.Elveda!"

    Ampata'yı durdurmak için çok geçtir artık.Yakınları , kanonun , köpüklerin içine daldığını görürler.Çağlayanın altında dengesini yitiren kano , sulara gömülür.Kimi zaman , gece yarısı , nehrin kıyısında duran karanlığa kalmış bir yolcunun;ay ışığının altında , pusun ve su serpintisinin arasında , Ampata'nın kanosunu gördüğü söylenir.Bir an için , şelalenin kıyısında beliren görüntü , hemen pusunun içinde kayboluverir http://forum.xn--edebiyatgretmeni-twb.net/index.php?topic=10845.0
    belit