1. hiç lafını bile etmemişsiniz vefasızlar, türkiye'nin ilk (ve tek) seri üretim yerli arabasıdır anadol...

    koç grubu'na ait otosan tarafından 1966-91 yılları arasında istanbul'da üretilmiştir. ilk modeli, yani 1975 yılında makyajlanmadan önceki haliyle anadol a1 bence çok güzel bir araçtır, ki 90larda halen etrafta görülürdü... SV modeli de, pikap modeli ise türk pazarcısının vazgeçilmezi idi bi ara...

    aşağıda wikipedia'dan alıntı üretim rakamları ve ornek birer resim görülebilir:

    A1 (1966–1975): 19,724 [ resim]
    A2 (1970–1981): 35,668 [ resim]
    STC-16 (1973–1975): 176 [ resim]
    SV-1600 (1973–1982): 6,499 [ resim]
    Böcek (1975–1977): 203
    A8-16/16 SL (1981–1984): 1,013 [ resim]
    Otosan 500 Pick-Up (1971–1991): 36,892 [ resim]
  2. başlığı açan arkadaşa teşekkürler hatırlattığı için.

    kendisinde kullanılan ford cortina (1200 cc) motoruyla yolda kalmanızın pek mümkün olmadığı arabadır.
    ford cortina modeli basit bir motordur, vantilatör kayışı direkt olarak eksantrik miline (kam mili de deniyor) bağlı bir makarayla döndüğü için (kayış kopmadığı veya içerdeki termostat arızlanmadığı sürece) hararet yapması ihtimali yoktur. (modern araçlarda vantilatör ayrı bir elektrik motoruyla çalışıyor, kömürü biterse yolda kalmanız işten bile değil)
    motor deviriyle beraber dönen pervane kanatları sürekli olarak radyatördeki suyu soğutur.
    ancak bu da kış aylarında motorun geç ısınmasına neden olur.

    öte yandan tek boğazlı karbüratör, aracın performansını düşürse de ortalama kullanımda yakıt ekonomisinde (dönemin şartlarına göre) önemli katkı sağlar.
    fiberglass gövdesine rağmen şasesi neredeyse tren rayı kadar kalın olan anadol, basitliğiyle ön plana çıkar.

    üretim aşamasında ismi için anket düzenlenmiş ve gelen 100.000 civarı mektuptan yapılan toplantılar üzerine "anadol" ismi seçilmiştir.
    ismiyle müsemma bu güzide arabanın hitit geyiği amblemi de anadolu'yu yansıtır.

    kişisel fikrime göre anadol, dönem için türkiye'ye en uygun arabaydı. gösterişsiz ancak çok sağlam, basit ama yolda bırakmayan, konforu kısıtlı ama son derece ekonomik.

    bilgi notu: rahmetli ünlü ralli pilotu renç koçibey, 1968 yılında anadol a1 ile trakya rallisini kazanmıştır. (ralliye merakı olanlar kendisini efsane olarak tanır. 1993'te izmit rallisine hazırlanırken kaza geçirerek vefat etmiştir)
  3. Anadol demek pickup demektir. Zira anadollar kesilip arkasına küçük bir kasA takılmak suretiyle pickup yapılırdı.

    anadol pikap
  4. sahip olduğumuz ilk araba olmasından gönül bağım var. mahalledeki bazı zengin bebeleri dalga geçerdi saman bu diye, çok aklım ermezdi, bir araba saman olamazdı derken bir gün babam arabayı sürtmüş kabak gibi alttan saman çıktı, bebeler haklıydı ve hor görüyorlardı, biz ise mahalle bebelerine inat 10 kişi doluşabiliyorduk zira anadol marka araba makaslı diye tabir edilen yük taşıma kabiliyeti vardı. extract'ın dediği gibi anadol'un bir özelliği pick up olmasıydı. bugünkü iphone mu samsung mu tartışmaları o dönem reno mu tofaş mı ekseninde dönüyordu, hal böyle olunca şerbetlenmişiz yıllar önce, bana bugün samsung'u övsen çenemi yoramam elime bişey geçmeyecek boş beleş tartışmaların hayatımızda yeri yok derim bunu da tartışan kişiye anlatma gayreti sunmam...