1. Andrei Arsenyevich Tarkovsky (4 Nisan 1932 - 29 Aralık 1986)

    yaşamı bir yansıma, bir hayal gibi zapt eden ve yeni bir sinema dili icat eden adam.

    life as a reflection
  2. isminin geçtiği bir filmi^:neden tarkovski olamıyorum?^ duyup ardından hakkındaki şu karikatüre rastladığım yönetmen.
  3. 16 aralık - 31 aralık arası filmografisinin şöleni var istanbul"da...

    "Pera Film, ölümünün 30. yıldönümünde Andrey Tarkovski'yi (1922-1986) derin, şiirsel ve son derece kişisel filmleri ile anıyor. Tarkovski ödül kazanan kısa filmi Silindir ve Keman’ın (1960) ardından ilk uzun filmi İvan’ın Çocukluğu’nu (1962) çekti. İkinci Dünya Savaşı sırasında partizanlarla birlikte casusluk yapan bir çocuğun hikayesini anlatan film, Venedik Film Festivali’nde büyük ödül kazanmıştı. Bunun ardından Tarkovski, epik ve alegorik bir film olan Andrey Rublev’i (1966) çekti. Yapımı üç yıl süren filmde 15. yüzyılda yaşayan bir ikona ressamının yaşamı, topluma, Tanrı’ya ve sanata olan inancını yitirişi ve sonunda, filmin bitimindeki ünlü çan yapımı sahnesinde ruhunun yeniden canlanışı anlatılır. Çağdaş Sovyet sanatçısının çilesine göndermeler yaptığı için yıllarca raftan inemeyen film, 1969’da Batı’da gösterime girdi ve büyük beğeni topladı. Tarkovski’nin çoğu filmi gibi burada da ağır ilerleyen, zengin dokulu bir tuval ve duygusal bir doruk noktası vardı. Tarkovski’nin sonraki filmleri ise genellikle başka dünyaları anlatıyordu: Solaris’te (1972) bir uzay gezgininin fantezileri gerçeğe dönüşüyordu; İz Sürücü (1979) gizemli ve yasak bir çorak “bölge”de geçiyordu; Kurban (1986) nükleer kıyametten birkaç saat öncesini konu ediniyordu. Kişisel ve çok katmanlı bir görsel şiirselliği olan Ayna (1976), sanatçının Sovyetler Birliği’nde İkinci Dünya Savaşı sırasındaki gençliğine dönüyordu. Tarkovsky’nin gerçek hayattaki annesi, filmde sanatçının annesini oynuyordu, babası ünlü şair Arseniy Tarkovski’yse kendi şiirlerini seslendiriyordu. Tarkovski 1980’lerin başında SSCB’nin dışında çalışmaya başladı, 1983’te İtalya’da Nostaji’yi yaptı. Ardından Ingmar Bergman’ın yapım ekibinden oyuncu Erland Josephson ve görüntü yönetmeni Sven Nykvist gibi önemli kişilerle İsveç’te Kurban’ı (1986) çekti. Bu filmde Josephson, ancak büyük bir kişisel fedakarlık sayesinde dünyayı yok olmaktan kurtaran ünlü ve emekli bir sanatçı/entelektüeli oynuyordu. Zengin bir görselliğe sahip ve son derece ağır tempolu bu film Tarkovski’nin, en önemli odak noktasının bir özetiydi: “kültürümüzde ruhsal varoluşa yer olmaması.” Kurban Cannes’da Özel Jüri Ödülü aldığı yıl Tarkovski de 54 yaşında Paris’te akciğer kanserinden öldü."

    kaynak: http://peramuzesi.org.tr/FilmProgram/Andrey-Tarkovski-Muhurlenmis-Zaman/177

    not 1: böyle paylaşımları kıskançlıkla yapıyorum. çünkü tarkovski konusunda - daha evvel dile getirdiğim gibi - ciddi endişelerim mevcuttur. türk entelektüelizminin (büyük çoğunluğunda) ona beslediği sevgide hep bir "iğrençlik" gördüğümdendir. ama neyse, paylaşıyorum işte; paylaşıyorum çünkü belki aranızda görmeyenler olmuştur. ben zamanında böyle güzellikleri çok kaçırdım. kieslovski içimde yaradır mesela... biletler de makul 10 lira... bir de lütfen sinemada homurdanmayın. uyumak tabii ki serbest...

    not 2: 22-23-24 aralık günlerinde gitmeyi planlıyorum. istanbulda yaşayan, sıkı bir tarkovskici arkadaşı olmayan, filmi beraber izlemek, arzu ederse yorumlamak, kahve yudumlamak isteyen - fularsız - arkadaş, dost varsa, benimle iletişime geçebilir.
  4. 15 Temmuz saat 15.00 'da Ahmet Cemal Kültür Atölyesi'nde "Andrei Rublev" filmi okuması yapılacak olan yönetmendir.

    Etkinlik linki
  5. 1972'de en sevdiği 10 filmin listesini yapmış yönetmendir.

    1- Le Journal d'un curé de campagne (Robert Bresson)
    2- Winter Light (Ingmar Bergman)
    3- Nazarin (Luis Bunuel)
    4- Wild Strawberries (Ingmar Bergman)
    5- City Lights (Charles Chaplin)
    6- Ugetsu Monogatari (Kenji Mizoguchi)
    7- Seven Samurai (Akira Kurosawa)
    8- Persona (Ingmar Bergman)
    9- Mouchette (Robert Bresson)
    10- Woman of the Dunes (Hiroshi Teshigahara)

    kaynak