1. "mutluluğun anısı kadar büyük bir acı yoktur."
  2. şimdi size iki ayrı parfüm şişesinin bendeki etkisini anlatacağım...

    sene 1995. babam yeni bir parfüm almış (bkz: joop) süper bi kokusu var. aldığı ilk gün sıktıktan sonra evde bir telefon konuşması yaptı. ertesi günde bir trafik kazasında kaybettik babamı. nasıl bi kokuysa babam gitti ama günlerce o koku telefondan gitmedi. günlerce o parfüm şişesine baktım. baktım baktım baktım... ağladım ağladım ağladım... elimde bir parfüm şişesi vardı ama yanımda babam yoktu.

    sene 2015. doğum günümde sevgilim bana parfüm hediye aldı. süpriz yapmış. akşam kardeşimle göndermiş, görünce çok şaşırdım. kokusu çok güzel. dedimki bunu ilk sıktığım gün onunla buluştuğum gün olsun. (bkz: tresor) bir daha buluşamadık. ayrıldık. ben yine bir parfüm şişesine baktım baktım baktım... ağladım ağladım ağladım... elimde bir parfüm şişesi vardı yanımda sevdiğim yoktu...

    bu neyin metaforuysa artık 20 sene sonra yine bir şişe ve ben baş başayız...
  3. anılar.kimi zaman çocukluğuma dair ufak bir ayrıntı anılarımı, bazen ilk gençliğime dair koca bir park hatırlatır canladırır anıları. kötü anlarımın olduğu dönemlerde dahi , iyi olan kısımları bir fotoğrafın banyo sonrası asıl halini alana kadar ancak zihnin görsellik çerçevesinde şekillenir. yaşadığımız bütün şeyler sonraları anı hanesine şu ya da bu şekilde birikirler.bu birikimler deneyim hanemize de bir şeyler katar.bazen yıllar önce okuduğumuz bir kitabın sararmış sayfaları, bazen her gün gittiğimiz ama artık kapanmış veya gelişmiş eski mütevaziliğinden uzak bir mekan, bazense sadece bir filmdeki dialog bizi bambaşka pencereleri açan geçmişle ilintili hafızalarımızı ziyaret eder ve şöyle der.'' iyisiyle kötüsüyle bütün anılar senin bir parçanı oluşturur.onları arada hatırla ki, iyi olanlarından memnuniyet duy, kötü olanlarındansa ders çıkar.''