1. 1937 doğumlu dedem dediğim, karizma nedir sorusunun cevabı. en çok kuzuların sessizliği filmiyle tanınır. işin garibi ise filmde sadece 16 dakika ekranda kalıp, en iyi oyuncu oscarını kazanması. kendisinin sör ünvanı da vardır.
  2. mads mikkelsen mükemmel bir "hannibal" olsa da hopkins'in "hannibal"ının her zaman ayrı bir yeri olacak. büyük oyuncudur.
  3. sadece aktör üstadı değildir. senfoni de besteleyebilecek kadar hasta bir sanatçıdır.

    tapmaktayız mütemadiyen.
  4. anthony hopkins’in dehasını ve yaratıcılığını anlayabilmek ve hissedebilmek için;

    önce the elephant man – david lynch izlenir. özellikle fil adamı gördüğü sahnede dikkat kesilinir. orada lynch’in zomunda anthony hopkins'in gözlerinin yavaşça dolması, yüz ifadesi eşsizdir.

    ardından the silence of the lambs – jonathan demme pür dikkat izlenir. anthony hopkins bu filmde toplamda 16 dakika oynadığı halde çok sayıda ödül alır. ödüller bir yana hannibal lecter karakterini yeniden yaratır.

    muhteşem final de and the waltz goes on – andre rieu ile yapılır. o büyüleyici oyunculuğuyla hafızalara kazınan sör anthony hopkins meğerse 50 yıl önce bir vals yazmış. mütevaziliğinden ortaya çıkarmamış. 50 yıl sonra andre rieu’ya göndermiş notaları. tabi rieu bayılır ve orkestrası ile anthony hopkins eşliğinde ve bu sefer onun 19 yaşından beri kurduğu hayalinin gerçekleşmesinin yüzündeki coşkusu ile çalar. gözler dolu, tüyler diken diken izleriz bu muhteşem parçayı.

    ve kısa bir anlığına bile olsa dünya güzel görünür gözümüze!