• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (4.87)
Yazar elif şafak
aşk - elif şafak
ya ortasındasındır aşk'ın merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde..

ella rubinstein (40) amerikalı bir ev kadınıdır. tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte "sorunsuz" bir evliliği vardır. üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi a. z. zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir.

ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde ella'yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır.

hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar... ve aşkın peşinde katetmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller...

aşk... kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası...

aşk... elif şafak'tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman.
(tanıtım bülteninden)


  1. pek çoklarının elif şafak ile tanıştığı ve onun hayranı olduğu kitaptır. tanisikligi onceki kitaplarina dayanan pek az kimseler için ise elif şafak'tan soğuma sebebidir.
  2. çerezlik kitap tabirini kendisine uygun gördüğüm, dili akıcı keyifli bir kitap; öyle tasavvuf, mevlevilik hakkında derin çıkarımlardan bahsetmez, tarihi dokusu biraz bozuktur. sonuçta kurgu olması bu durumu yadsıyabilmemize olanak tanıyor. hiçbir kitap için okumayın yazmayacağım. okuyun.
  3. akıcı bir kitaptır. lisede okuduğumda çok etkilenmiştim. hayatımda okuduğum en güzel kitap demiştim. fakat okuma derinliğim arttıkça tamamen para kaygısıyla yazılmış bir kitap olduğunun hükmüne vardım. bunca zaman bu kitabın savunucularıyla tartıştım.

    sıkça savunulan ifadeler şu şekildedir:
    soru : iyi kötü tasavvuf anlatılıyor en azından mevlana'yı bütün dünyaya tanıtmış bir yazardır.
    cevap: tamam mevlana'yı tanıtmıştır fakat doğru olmayan şeylerle tanıtmak ne kadar mantıklı. yani mevlanayı ilk defa okumuş olanlar onun o şekilde olduğunu düşünüp yanlış bir yargıya varacaklardır.

    tekrar soru : elif şafak mevlana ve şems'in ismini duyurmuştur. onlarda bir zahmet araştırsınlar.
    cevap : ya hu elin yabancısı gelip araştırır mı? dünyada en popüler mevlana ve şems kitabı olmuş. kim gider bakar "acaba bu doğru mu?" diye.

    soru : olsun ben olaya gerçeklik olarak bakmıyorum. sadece vakit geçirmek için bir kitap olarak bakıyorum kime ne?
    cevap : sen o şekilde bakmıyorsun da bir çok insan onun gerçek olduğunu düşünüyor. ilerde birgün biri atıfta bulunsa bu kitap için, veya mevlana ve şemsin bu şekilde olduğunu söylese bunun islam dinine göre vebalı hakkı olmaz mı? onun için biraz bilinçli okuyun. manevi büyüklerimiz hakkında doğru olmayan şeylere tepki göstermesini bilin.

    özetle muhafazakar bir ülke olmamıza rağmen din büyüklerine olan uydurma hikayeler çok tutulmuştur. iyi bir kitap olduğunu söyleyen kitlenin kaliteli okuyucu kitlesi olduğunu düşünmüyorum. yani din her zaman para eder diyerek entryime son veriyorum.
  4. "kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. bu sebepten, "ne yapalım kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin"
  5. elime alıp da bitiremediğim nadir kitaplardandır. annemin alıp okumasıyla, nedir diye merak edip başlayayım dedim ama yok olmadı. buram buram oryantalizm kokan, mevlana ve şems'i tezgahtaki mallar gibi parlatıp içini boşaltan, araya orta yaşlarında, ''kalabalıklar içinde yalnız'' ''ecnebi'' bir kadın karakteri ve ''bilge adam'' modunda bir tipi de katıştırarak yurtdışı piyasasına oynayan elif shafak kitabı.
  6. bir solukta okunuyor, amenna. ama bab-ı esrar'ın eline su dökemez. bab-ı esrar okurken gece şems'in karanlıkta evin içinde dolaştığı hissine kapılıyorsunuz.

    elif şafak ve onun gibilerin bu kadar tasavvuftan nemalanması, mevlana'yı bu kadar diline dolaması sanki tribünlere oynamak gibi geliyor. nasıl grinin elli tonu kitleleri peşinden sürüklüyorsa bunlar da tasavvufun elli tonuyla ekmek yiyor.

    ayrıca erkekler pembe kitap okumak istemiyor diye kitabın gri kapaklı baskısının yapılması da ayrı komedi.
  7. mevlana ve şems üzerinde edebiyat yapmanın en güzel hallerinden biridir sanırım. kitap için aynı şeyi düşünemiyorum ne yazık ki.
  8. bu kadından da kitaplarından da katiyen hazetmiyorum, kimse de etsin istemiyorum...
  9. lisedeyken sınavda sorumlu olduğumuz için okumak zorunda kaldığım kitap.

    bu kadar popülist bir "ürün" olamaz. edebi hiçbir özellik taşımıyor benim gözümde.

    bizi bunu okumak zorunda bırakan hocalarıma da nalet gelsin.
  10. kitabın asıl yazım dilinin ingilizce olması beni çok şaşırtmıştı. haliyle benim okuduğum türkçe çevirisi oluyordu. yabancı okuyucuyu hedef alan "best seller" hikayeciliği diye adlandırabilecek belirli öğeler içeriyor. ingilizce yazıldığı göz önünde bulundurulduğunda da pek şaşırtıcı değil. kitabın edebi açıdan pek bir doyuruculuğu yok, yazarın ödüllü "pinhan" isimli kitabı hem edebi hem de anlatımı açısından çok daha başarılı. !---- spoiler ----!

    ella karekteri yabancılara sizden biri de var demek için yazılmış. tipik bir batılı kadın. ben 2 3 bölümden sonra inanın ella'ya ne oldu bilmiyorum. bir bölüm ella bir bölüm şems falan olunca ella'lı bölümleri direk atladım. çok sıkıcı geldi. şems'li kısımlar akıcıydı.

    !---- spoiler ----!