1. tanımsızlık sanırım aşk.

    ne olduğunu bilmiyorum tam. yanında çok mutlu olmak, uzağında iken onu özlemek, tüm farklılıklarınıza rağmen birbirinizi sevmek, canınızın yanması, bazı şeyleri sineye çekmek...

    tanım yapamıyorum. sanırım bunların hepsi.

    karnımda bir ağrı, canım yanıyor sözlük. bir taraftan da yanımda uyuduğu için mutluyum. karmakarışığım.
  2. tarihte bilinen en eski aşk şiirini tekrar okudum bugün. mö ^:ya da iö^ 18. yüzyılda eski babil dönemine ait bir tabletin üzerine yazılmış. hikayesi de şu; sümer inancına göre toprağın bereketini ve döl yatağının verimini sağlamak için kralın yılda bir kez bereket ve aşk tanrıçası inanna'yı temsil eden bir rahibeyle evlenmesi kutsal bir görev imiş. işte bu da dönemin kralı şusin'in müstakbel karısına yazdığı ve tarihte bilinen ilk şiir olarak kabul ediliyor.

    şiir ilginç geliyor haliyle ^:mö 18. yy'dan bahsediyoruz^ öncelikle çok seksist olduğunu söylemek gerekiyor. duyulan histen çok alınan hazdan bahsedilmiş. karşısındakini değil kendisini yüceltiyor. lütuf olan taraf kendisi. tabi bunu söylerken bugünü baz alıyor olmam doğru değil. şu an düşününce çok ilginç geliyor. binlerce yıl öncesi. ifade yöntemleri değişiyor, belki duygular da kabuk değiştiriyor ama yine insana dair hisler.

    damat, kalbimin sevgilisi
    güzelliğin büyüktür, bal gibi tatlı
    aslan, kalbimin kıymetlisi
    güzelliğin büyüktür, bal gibi tatlı

    damat, seni okşayayım
    benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır
    yatak odadında bal doludur
    güzelliğinle zevklenelim
    aslan seni okşayayım
    benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır
    damat benden zevk aldın,
    anneme söyle, sana güzel şeyler verecektir
    babam sana hediyeler verecektir.

    sen, beni sevdiğin için,
    lütfen bana okşayışlarını,
    beyim tanrım, beyim koruyucum,
    tabeı enlil'in kalbini memnun eden şusin'im
    lütfen bana okşayışlarını...
    one
  3. kadinlarin var oldugunu iddia ettigi erkeklerin ise olmadigina emin oldugu varlik/yokluk.

    biz 7/24 seks dusundugumuz icin ve bunu onlar da bildigi icin boyle bir yalana ihtiyac duymuyoruz sanirim.

    onlar da herhalde seksi pek sevmiyorlar ki onu katlanir kilmak icin ask gibi sacmasapan bir sey uydurmuslar.

    hani hayati yasanir kilmak icin uydurulan dinler, peygamberler, tanrilar gibi.

    ama tabii neticede seksi de onlarsiz yapamadigimiz icin, biz de mecbur yalandan "ask tabii var lan" falan demek zorunda kaliyoruz.

    aslinda seksi onlarsiz da yapabiliriz. escinsel olsak mesela. nalet olsun icimdeki heteroseksuelizme!!!
  4. aşk, bazıları için ya üzmek ya da üzülmekten ibarettir, mutluluk yoktur tanımlarında.
  5. ibni sina'ya göre aşk: insanın karşı cinsten birinin yüz çizgilerini, el kol devinimlerini ve davranışlarını durup durup düşünmekten doğan bir hüzün düşüncesi. bir hastalık olarak doğmaz, ama doyurulmazsa bir saplantıya dönüşür. sonunda gözkapakları durmadan seğirir, soluk düzensizleşir, hasta bir güler bir ağlar, nabız hızlanır.

    ibni sina, bir insanın sevdalı olup olmadığını anlamak için daha şaşmaz bir yöntem salık verir: hastanın bileğini tutun ve karşı cinsten birçok ad sayın; sonunda hangi adın nabzı hızlandırdığını bulursunuz. ibni sina, ilaç olarak iki sevgiliyi evlilik bağıyla birleştirmeyi öneriyordu; o zaman hastalık geçiyordu.
  6. belli bir akıl sağlığı standartında yaşama devam edebilmemiz için muhtaç olduğumuz duygular bütünü.

    bunun en büyük ispatı pek acıtmasına karşın sürekli arzu halinin devamıdır. eğer aşka muhtaç olmasaydık bu kadar sıkıntı ve acıyı yüklenmek son derece saçma bir hareket olurdu.

    insan bedeni üretiyor. sevgi üretiyor, ilgi üretiyor, alaka üretiyor. bu birikimleri dışa vurmazsak içimizde çürüyerek bize zarar veriyor. arada ufak ufak atımlar yapıyoruz kedi seviyoruz, bir çocuğun başını okşuyoruz, belki zor durumdaki birine yardım ediyoruz. ama bunlar satır arası..yeterli değil. gerçekten içimizde biriken sevgiyi, ilgiyi bir kişiye yöneltebildiğimiz zaman hafifliyoruz.

    hafiflediğimiz zaman, işte, okulda veya sokakta her neredeyse takınmak durumunda olduğumuz maskeleri düşürebiliyoruz. ehe ehe eve gideyim jelibon yiyeyim diye düşünürken, x bey istediğiniz çalışmaları hazırladım diyoruz ya hani gün içinde, işte içimizde birikenleri verdiğimiz kişiye böyle yapmak durumunda kalmıyoruz. aklımızdan geçen, gönlümüzden geçen neyse tüm çıplaklığı ile onun karşısında durabiliyoruz.

    işin en güzel yanı, o da bizim karşımızda öyle durabiliyor. bu karşılıklı olduğu zaman gerçekleşen enerji akımı, o karşılıklı sonsuz güven ve sona ermeyecek gibi gelen huzur hissi.

    işte o his var ya, onun için tüm çalışmalarımız, tüm kazandığımız paralar, tüm kendimizi adam etme çabamız o hissiyata ulaşabilmek için. madde olan hiç bir şeyle, yemeyle içmeyle, statü kazanmakla, en iyi arabayı almakla, en müthiş seksi yapmakla, yönetmekle, güce ulaşmakla ulaşılmıyor buna. o yüzden ki paraya ve güce sevdalı olanlar bunun sonunu getiremiyor, sürekli diyor daha fazla daha fazla. kazandıkça, elde ettikçe boşluk da büyüyor asla dolmuyor.

    halbuki herşeyi doldurmanın yolu aşktan geçiyor. sen, onun karşısında tamamen sen, o senin karşında tamamen o olduğu zaman ve göz göze durduğunuz zaman, o güven o huzur, o tek bedende iki ruh hissiyatı..işte o zaman nirvana mı dersiniz, enel hak mı dersiniz ne derseniz, ulaşıyorsunuz. böyle bir hissi insan bedenine ekleyebildiği için tanrıya inanıyorsunuz.

    işin sancılı acılı kısmı yok mu, dolu, belki çoğunluğu öyle ama tilkinin de dediği gibi "insan evcilleştirilmeyi kabul etti mi, biraz gözyaşını da göze almalı."
  7. tutku, hastalık, çelişki, korku, varoluş, arzu, istek, telaş, tahrik, hırs, sahiplik, yok oluş, takıntı... gibi kelime dağarcığımın almadığı yüz binlerce duygu, düşünce, sıfat yakıştırması yapılabilecek durum.

    !---- spoiler ----!

    aşk bence iki ucu boklu değnek, neresinden tutarsan tut o bok eline her türlü değecek...

    !---- spoiler ----!
  8. yeni nesillere aktarılacak genleri onarmaya yarayan fonksiyon/icat. psikolojik rahatsızlık olduğu da iddia ediliyor.
  9. "aşk insanın kendine yakışanı sevmesidir." diye aforizma kastım şimdi. bu yorum kendini imha edebilir.
  10. insanın, kendi yüreğiyle yaptığı düellodur.