1. bence bir süreyi geçtikten sonra tüm tek taraflı aşklar takıntıya dönüşür. aynı zamanda bazısı aşık olmadan önce takıntı kazanır.

    bana kalırsa;

    aşk hissedeni tazeler, takıntı çürütür.
    aşk elde etme isteği ve umudu uyandırır, takıntı "gelmeyeceğini biliyorum ama" demek ve/veya orta/orta üstü doz kaybetme korkusu tatmaktır.
    aşk yaşanabilecekleri, takıntı yaşanamayacakları hayal ettirir.
  2. takıntı bir hastalıktır, aşk ise bir ilaç.
    takıntıda takar ve köleleşirsin, aşkta özgürleşirsin.
    takıntıda akıntıya ters kürek çekersin, aşk ise su gibi akıp hedefe götürür seni.
    takıntı takıldığın şey biterse sona erer, aşk hiç bitmez, son bulmaz.
    takıntıda kompulsyonların kendinle ilgilidir, aşktaki kompulsyonun sadece onunla ilgilidir.
    takıntıda kendini bile göremezsin, aşkta birbirinize bakarak saçlarınızı tararsınız.
  3. aşkın bittiği ilk ayrılıkla başlar. daha sonraki barışma cabaları barışıp ayrılmalar ve çekilen acılar tamamen takıntıdır.
  4. takıntı geçmişe takılmaktır, aşk ise anı yaşamak bana göre. bittiği zaman geçmişe takılma durumu takıntı boyutunu da arttırır.
  5. aşk psikotik bir durum. dolayısıyla psikotik olmayan insanlarda bile psikoza benzeyen etkileri var. takıntı da bu etkilerden biri olabilir ama aşkı illa takıntı ile açıklamak pek doğru olmaz. "sağlıklı" insanlarda eninde sonunda sönümlenerek biter. ki bitmesi psikotik ruh halinin de geçmesi anlamına gelir. sürekli aşk peşinde koşan insanların pek sağlıklı olduğunu sanmıyorum çünkü aşkı başka bir formda (sevgi, dostluk, dayanışma, saygı, değer verme, hayatı paylaşma vb.) sürdüremezler. illa o aşk halinde yaşamak isterler. o yüzden bir aşk bitmeden başka bir aşkın peşinde hayatlarını heba ederler. işte bu durum psikotik bir kişiliğin belirtisi olabilir.

    not: bir sürü şey yazdım ama soruya cevap vermediğim açık. kusuruma bakmayın.