1. herkesin cahilce ve pervasızca yerin dibine soktuğu,
    hakim savcı icra müdürü kalem memuru müvekkil herkesin yokuş yaptığı ve hesap sorduğu fakat kimseye hesap soramayan,
    yargıdaki adaletsizlik ve yavaşlık konusunda yasamadan yürütmeden yargıdan önce suçlanan,
    dünyanın en mutsuz meslek grubuna mensup kişidir.

    bir terziye 1 yıl boyunca bana elbise dik al sana 500 tl yeter o da iş bitince diyemezsiniz, avukat 3-5 sene süren dosyanızı takip eder ve istediği para dolandırıcılık olur.

    şöyle bir yaşadığım diyaloğu anlatayım bitireyim

    dolandırıcı-abi meslek ne
    ben- avukatım
    d-abi av.lar hep hırsız dolandırıcı
    b-niye?
    d-çok para istediler bi davam vardı 10bin istediler
    b-ne davan vardı?
    d-sahte polis kimliğiyle suçüstü
    b- ha şimdi avukat dolandırıcı yani sen değil? suçüstü sahte kimlikle yakalanıp bokun içine düşüyorsun medet umduğun adamdan fiyat beğenmiyorsun.

    tabi ki çürük elmamız var ama haksız yere suçlanıyoruz.
  2. benim gözümde hep "avukat olmak" değil de "avukatı olmak" çok prestijli bir durumdur. sanırım orta okulda falandim babam biriyle telefonda epey hararetli konuştuktan sonra bundan sonrasını avukatımla konuşursunuz diye pat diye telefonu kapatınca baya zengin falan olduğumuzu sanmıştım. ayrıldığım kurumla bazı maddi sıkıntılar yaşayınca avukata vekalet verdim. işi halledebilir mi bana sıkıntısı ne olur kuruma sıkıntısı ne olur sormadan "abi şimdi senden avukatım diye bahsedebilirim di mi?" diye sordum. isterse paramı alamasın sorun değil kurumdan aradıklarında "avukatımla görüşün" demek yetecek bana. sanırım en eski hayalim bu utanmasam ödeyemezler inş diye dua ederim.
  3. katilleri, hırsızları ve bunun gibi haksız insanları savunduğu için bazı kimselerce sevilmeyen insanların mensup olduğu meslek.

    fakat burada değinilmesi gereken bir nokta var ki bu notka avukatların yaptığı işin aslında etik kapsamında olduğunu ispatlayabilir. (veya sorunu avukatlardan alıp başkasına yükler, bilemedim)

    şöyle ki avukatlar müvekkillerini savunurken, sıfırdan, kendilerince ürettikleri yeni bir anayasa ile veya tatlı konuşmalarıyla değil; önceden yazılmış anayasanın onlara verdiği haklar çerçevesinde savunmaktalar. yasanın bir noktasında suç işleyen bireyin suçunu hafifletecek bir şey bulursa, bunu söylemekle yükümlüdür avukat. yani; bir avukat suç işleyen birinin suçunu hafifletebiliyorsa, bu avukatın suçluları aklamak için can atmasından değil; anayasanın böyle bir suçu hafifletecek opsiyonlar sunmasından kaynaklıdır. keza o da işini yapar ve bunları ortaya sürer. insanlara işlerini yaptıkları için kızmak yersiz geliyor.

    ayrıca adalet suçu işleyenin de yanında olması gerek bir olgu. hukuku tek taraflı düşünmek hatadır. adalet suçsuz da olsa, suçlu da olsa insanların yanında olmalıdır. suçlunun hakkının yenmesi, suçsuzun hakkının yenmesi kadar hukuksuzluktur.

    edit: bu entry hukuk sisteminin düzgün işlediği ideal ülkeler ve avukatları için yazılmıştır.
  4. tarihi 1200'lü yıllara dayanan meslek. latince advocatus kökeninden gelir.

    bu gereksiz detaylardan sonra başlığın ilk entrysinde belirtilen bir şeyi düzeltme ihtiyacı hissediyorum.

    avukatlar kabul ettikleri iş sahibini(müvekkili) sonuna kadar savunmak zorunda değillerdir. avukat, kendisine önerilen işi dolayısıyla müvekkili diyelim, hiçbir neden göstermeksizin reddebilirler. bu avukatlık kanunu'nca tanınan bir haktır. ayrıca avukat işi aldıktan sonra dahi vekillikten/dosyadan/işten istifa edebilir. ilk durumdan farklı olarak bu süreçte belirli bir usul vardır; müvekkile durum tebligatla bildirilir, avukatın sorumluluğu işten çekilmenin müvekkile tebliğinden itibaren 15 gün daha devam eder vs. gibi. netice olarak avukat asla birisini sonuna kadar savunmak zorunda değildir. inanmadığı işi almak zorunda hiç değildir. işi ret ve işten çekilme hakkı vardır. avukatlık her ne kadar bir kamu hizmeti olsa da nihayetinde serbest bir meslektir.
  5. selam vermenin, adım atmanın bile para olduğu kişi.

    maksadım avukatları kötülemek değil yanlış anlamayın, her mesleğin iyisi kötüsü vardır. iyi doktor da kötü doktor da olabilir. o yüzden hiçbir mesleğe kutsiyet yüklemem ben.

    30 yasima kadar kendilerine işim düşmemişti. 2 yıldan fazla süren sistemli taciz ve baskı sonucu gidecek bir dayım olmadığı için en son bir avukata müracaat ettim.

    kendisi emekli başsavcı imiş, kurt bir adam belli. bugün yazıhanesine gidip hakkımda yapılan saçma sapan suçlamaları anlattım gerekli belgeleri verdim. uzunca konuşup ne yapacağımızı kararlaştırdık. sonra işte mukavele, vekalet işlerini falan hallettik. öğleden sonra avukatim iş yerime geldi. bana aşıp kesen, gürleyen adamların avukat karşısında nasıl nutku tutuldu, nasıl mum gibi oldular görmeniz lazımdı. hele adamın o külhanbeylerini zarflamasi, aba altından sopa göstermesi, kedinin fareyle oynadığı gibi oynaması yeminle sanat eseri.

    demem o ki, hani derler ya "parasına kesinlikle değen şeyler" diye, iyi niyetli ve iş bilen bir avukat kesinlikle bu tanıma uyar.

    inşallah hesaplarımız tutar da bu yaptıkları pisliklerin bedelini fazlasıyla öderler.

    bu arada "avukatimla konuştum, avukatima sorun, avukatima danışmam gerekir" gibi cümleler kurmak da o kadar havalı ki, sırf bu iş için avukat tutulur. :d

    son olarak, hukuk yazmayan kafaya tüküreyim!