1. aynı evde iki yalnız

    sen ve ben
    sesimizde uçurum şarkıları
    ellerimiz iki kuğu, boynu yere eğilmiş
    iki yana düşüyoruz sessizce
    yolda kalmış arabanın
    kırılmış tekerleği dönüyor beynimizde,
    pişmanlığın günle bitiştiği yerdeyiz
    yeniden yeniden bakışıyor gökle yer
    silinen iki yüzün unutkan suretinde,
    ne senin hevesin var ne benim gücüm
    yeni bir şarkıya, yeni bir aldanışın provasına
    yol çağırıyor, gidemiyoruz
    sözcükler kayalardan kopan çakıllar gibi ufalanıyor
    sözcük kırıklarıyla hayatı süslüyoruz

    çadırı sele gitmiş göçebeler gibiyiz
    son hayvanlarıyız “gitme, kal” ormanının
    gözlerinde çamurlu yaşlar biriken
    yalınayak rüzgarı kovalıyoruz

    sen ve ben
    dalında eğreti güz yaprakları
    aramızda uçurum rengi bıkkınlık
    varız zannederek yok oluyoruz...