1. beni sürekli bekleten çok sevdiğim bir dostum var. yegane herif; gönül koy, dövüş, bağır çağır, olmadı, vazgeçiremiyorum. baktım olmuyor ben de buluşmalara bilerek geç gelmeye başladım. belli bir dönem güvensizlik dolu kaos. sonra bir anlaşmaya vardık.

    buluşma yerine saatinde gelen; adisyon fişine ilk sipariş saatini eklettirerek diğeri gelene kadar mekanına göre içki tüketecek bunları da geç gelen ödeyecek. tabi tutup j. daniels, martini, bana en pahalı şaraptan getir halimiz yok tüketim kurumuzu bira, meşrubat, çay ve kahve olarak belirledik.

    işe yaradı, genelde bana yaradı, geç geldi söylenmedi(m). geç geldiğinde doğrudan adisyona bakıp "lan!" ya da "heh, iyi bari" gibi tepkiler veriyordu. tabi bir iki kere, 15 dakika içerisinde bedava diye 3-4 bira yuvarlamış, pel pel gözlerle salak salak sırıtan adam buldum karşımda.

    parası az olan dakikti, bekletilen söylenmedi, bekleten bir şey demedi.^: ölüm gibi bir şey oldu kimse ölmedi :)^
  2. asla kabul edilemez bir davranıştır.

    randevularıma en az 5 dakika önce giderim, karşı taraftanda aynı hassasiyeti beklerim. randevusuna toplantısına geç kalan insan işe yaramaz insandır gözümde. insanları / firmaları tanırken kullandığım ve genel puanına %40 etki eden faktördür ayrıca.

    zaman maddi olarak karşılanamayacak kadar değerlidir, zamanınızı çalan hırsızlarla ilişkilerinizi mutlaka gözden geçirin.