• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.50)
benim varoş hikayem - yunus ozan korkut
yunus ozan korkut'un yazıp yönettiği ve görüntü yönetmenliğini üstlendiği belgesel, adana ceyhan arka sokaklarında yaşayan insanları konu ediyor. karanlık hikayelerin, küfürün, yoksulluğun ve imkansızlığın en yalın ve gerçek halinin sergilendiği filmde; kuş çalma üstadı culluk yusuf, feminist köy muhtarı naime, bar fedaisi devran, mahallenin büyük abisi cihangir ve diğer semt sakinlerinin hayatlarına değiniliyor.


  1. "demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım."

    yaşar kemal'in ince memed'inden bu güzel alıntıyla başlıyor belgesel ve bizi adana'nın belki de hayatımız boyunca görme ve tanıma şansımızın asla olmayacağı (yanlış hatırlamıyorsam) 29 karakteriyle tanıştırıyor. 1 ay içinde bir kez tek bir kez de sevdiğim bir dostumla olmak üzere iki kere izledim ve ikisinde de aynı keyfi aldım. belki çok yetkin ya da çok başarılı bir iş değil ama hem bir ilk film olarak hem de anlatmak istediği şeyi anlatışının güzelliğiyle çok değerli bir iş olmuş bence. sanırım daha önce çok az filmde gülerken aynanda böyle kesif bir hüzünü de yaşamışımdır. bazı karakterler anlaması güç biçimde kalbime dokundu, örneğin terlikçi serap aklımdan çıkmıyor, öyle ki tek başlarına bir film yahut kitap konusu olabilecek derinliktelerdi.
    yönetmen yunus ozan korkut, ilerideki projelerini gerçekleştirebilmek için elinde gösterebileceği, "bu adamda iş var" dedirtecek bir şeyler olsun istemiş ve bence doğru bir seçim yaparak en iyi anlatabileceği yer olan mahallesine yönelmiş, ve belki de zamanında terk edip gittiği mahallesine kendince bir özür dilemek istemiş. ne de iyi yapmış, bugünlerde özellikle sosyal medyada oluşan yeni mizah türünün ana kaynaklarından biri olan "adana insanı"nı gerçekten de tanıma fırsatını vermiş bize. unutulmuş, işsizlik ve yokluk içinde kendi alt kültürünü oluşturmuş ve kimsenin gülüp geçmek dışında tanımaya çabalamadığı insanlara mikrofon uzatmış. sanırım eleştirilebilir yanlarından biri bu insanların yine mizahi bir ögeden çok da ötesine geçememiş olması olabilir. belki de az sayıda insanı daha derinlemesine tanıma şansımız olsaydı ve bireysel anlatılar dışında bu hikayeleri birbirine bağlayan bir iskelet olsa daha sağlam ve genel bir fikir edinebilirdik bu coğrafyaya dair. yine de bu haliyle bile dinlemesini bilene çok şey anlatan, antropolojik ve sosyolojik incelemelere oldukça açık bir belgesel olmuş.
  2. bir ülke gerçeğini gözler önüne seren ve yurdum adana insanı hakkında fikir veren film belgesel. yönetmen tam bir gözlemci. tuhaf karşıladığım durum ise bu kadar gerçek hayatlara bir parça dram'a bu kadar kahkaha atabilmek yakışıyor mu yakışmıyor mu kestiremedim. istemsizce çene kasları ağrıtıyor. sürpriz son filmlerde bile şaşırtamayan öykülere tanık oluyorsunuz. birbirinden bağımsız farklı ceyhan kimlikleri ile tanışıyoruz.
    75 dakika ile nefis bir başka sinema seyirliği diyebiliriz.