• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (10.00)
Yazar ulus baker
beyin ekran - ulus baker
ulus baker, sinemanın öykü ve enformasyon sunma yönünü değil düşünme ve tahayyül etme yetisinin yani düşünce-imajının, montaj-düşüncenin yaratım olanaklarını araştırdı. beyin ekran üç bölümden oluşuyor: minör-düşünce: zaman-imaj ya da video-imaj: godard, bresson, tarkovski; montaj-düşünce: şok-imaj: eisenstein, güney, lanzman; aralık-düşünce: rizom-imaj: vertov.
beyin ekran, baker’in sinema yazılarının bir montajıdır, onun deyişiyle “düşünen” bir kitaptır.


  1. ulus baker'in kitaplarını nasıl sınıflandırsam bilmiyorum. kendisi bir türk kültür abidesi. kitaplarında bir şeyler anlatırken daha fazla okumamızı, daha fazla araştırmamızı, bir şeyler izlememizi ister. yazılarını anlamak için ciddi bir bilgi birikimi gerekli. lisansa falan başlayanlar ismini duyup alıyor, üzülüyorum. belli şeylere hakim olduktan ya da bir giriş yaptıktan sonra baker'e geçilmeli. bu kitabında da siyasetten müziğe, edebiyattan felsefeye geniş bir konu yelpazesinde sinemayı inceliyor. kitaptaki yazıları ege berensel ders notlarından, yazışmalarından ve basılmamış yazılardan derlemiş. elbette bu sadece bir sinema eleştirisi değil. film, izleyen, yönetmenin amacı, imaj, sanal gerçeklikte sanat gibi ilginç yerlere değiniyor. büyük bir kaynaktan besleniyor. alıntıladığı, atıfta bulunduğu, incelediği kitap ve yazar, yönetmen, filozof sayısı muazzam. rizom düşünce altında vertov'u leibnizci şekilde irdeliyor. daha ne olsun. sinemayı çeperlerinden söküp, ekonomi politikten ideolojilere farklı bir algıyla görmemizi amaçlıyor. yöntemi çok güzel bu kitapta. akademik alt yapıyı kültür fenomenolojisine ancak bu kadar güzel yedirebilirdi baker.

    ''beyin, mekan-zamansal bir hacimdir.''

    ''uzakdoğu uygarlığında "şiddet" fikri çok farklıdır; "doğrudan eylem" dışlanır "dolaylı eylem" övülür. en iyi tahsildar çin'de en iyi vergi toplayan değil, vergi toplarken en az can yakandır; en iyi komutan en iyi savaşan değil, döneminde pek mesele çıkmayacak kadar talihli olandır. bu batı'nın erdem sorunsalıyla karşıt bir durum: aristo'da erdem kendi alanında başarıyla ölçülürdü ama başarı tanımlanmış bulunan işini iyi yapmaktı. doğrudan eylem; batı uygarlıklarında kuru tarım, topyekun hasat; dolaylı eylem, çin tarımı, entansif musonları bekler, tek tek bütün pirinç saplarıyla ve taneleriyle uğraşır. batı tıbbı kesme, dikme ve delme, çin tıbbı, uzaktan, yakma ve akupunktur. batı'da kürek, uzakdoğu'da yelken. batı'da sürü-kitle çobanlığı, uzakdoğu'da çobanlık yok -daha doğrusu manda çobanı çocuklar- genellikle sürünün kaplan tarafından kapılmalarını engeller.''
    sezgi