1. bir kişilik bozukluğu değil yalnızca "duygudurum bozukluğu"dur.
    iki uçlu duygudurum bozukluğu.

    bir çok iyi, "her şeyi yaparım bana bişey olmaz"cı hissetmek, bir depresyonun dibinde, yataktan kafasını çıkarmaya bile korkmak. ve ruh halinin bu iki uç arasında ataklar şeklinde değişmesi...
    ki çoğunlukla da bir mani atağının hemen sonrasında bir depresyon atağının,
    ağır bir depresyonun sonunda da mani atağının gelmesi,
    -
    ben şöyle örnek veririm her zaman; çok basit anlatacak olursam:
    depresyon atağının yaşandığı dönemde ortaköyden denize baktığınızı varsayın; ya kayıp düşersem? ya boğulursam? ya çıkamazsa? gibi düşünceler yoğundur. hatta o atakta intihar obsesyonu gelişmeye başladıysa şurdan atlasam da ölsem? biri beni itse? ceplerime taş doldurup kendimi bıraksam? gibi takıntılı düşünceler de çok yoğundur.
    mani döneminde ise aynı noktadan denize bakınca şu cümle olasıdır: "ben burdan bi dalsam beylerbeyinden çıkarım." ve de hatta; ağır bir mani durumunda suya atlamak kaçınılmaz olur.
    iki ucu da bozuktur yani anlatmak istediğim o...

    ataklar öncesi veya süresinde tedaviye başlanmazsa (veya olan tedavi kesilirse) salınımın daha artması ve klinik tablonun daha kötüleşmesi olasıdır. en iyi tedavi ilaç ve psikoterapi ikilisiyle sağlanır.
    hastaların çoğu lityum kullanır ve lityum tedavisi hayat boyu sürebilir. bunun dışında psikotik veya nevrotik semptomlar varsa farklı ilaçlar da verilebilir.

    bipolar bozuklukta tamamen iyileşme diye bir şey ne yazık ki yoktur. ataklar tekrar edebilir. hayat boyunca ancak "ataktan uzak hayat" vardır.
    düzenli beslenme, düzenli uyku, egzersiz, düzenli hayat, alkol ve sigara kullanmama, stres yönetimi ve tabi ki düzenli ilaç kullanımı ataklara yakalanma riskini azaltır, gelen atakların da hafif bir şekilde geçmesini sağlar.
    30 mart günü "dünya bipolar günü" olarak kabul edilir. 30 mart olmasının sebebi de bir bipolar olan vincent van gogh un doğumgünü olmasıdır.
    türkiyede bipolar bozukluk hastalarının ve hasta yakınlarının toplandığı, özellikle hastalığı ve kendini tanıma, bununla yaşama konularında birbirlerinden ve uzmanlardan yardım aldıkları 2 önemli dernek vardır.
    biri bipolar yaşam derneği diğeri de lityum derneğidir.
    -
    özetle söyleyebileceklerim bunlar. başka soru varsa alayım.
  2. dsm-5'e göre duygu durum bozuklukları (bkz: mood disorders) kategorisi içerisinde yer alan hastalıktır. aynı kategorideki diğer hastalıklar (bkz: major depresyon) (bkz: dysthymia) (bkz: cyclothymia)

    her major depresyon vakasının %10'u aslında bipolar bozukluğa sahiptir, şöyle düşünmek gerekir: hasta depresyonla geldi ve belki ileride mani atağı olucak, bu açıdan takip edilmeli.

    mani ve depresif ataklarla seyreden bipolar tip-1 ve hypomani ve depresif ataklarla seyreden bipolar tip-2 alt gruplarıdır. bir hastaya bipolar demek için manic episod ve depresif episod hastada görülmelidir. manic episodun tanısı için en az bir hafta süren eleve, her şeyi yapabilecek güce sahip olunduğu düşünülen ya da kolayca rahatsız olabilen irritabl duygu durumuna ek olarak sıralayacağım 7 naddenin en az 3'ünün bir hafta boyunc görülmesi gerekir:

    -artmış özgüven ya da kendini büyük görme (bkz: grandiosity)

    -azalmış uyku ihtiyacı (ancak insomnia ile karıştırılmamalı, hasta az uyur ve enerjiktir)

    -normale göre çok daha konuşkan olma ya da basınçlı konuşma

    -düşüncelerin hızlıca aklaması (bkz: flight of ideas)

    -kolayca dikkatin dağılabilmesi

    -hedefe yönelik yönelik aktivitede artış (hasta bu dönemde çok fazla cinsel ilişkiye girebilir, yeni hobiler edinebilir, şirketler kurabilir)

    -kötü sonuçlanma ihtimali yüksek olan davranışlarda bulunma (bipolar hastaları çok kolay bir şekilde mani durumunda yeni tanıştıkları insanlarla cinsel ilişkiye girebilir, korunmasız cinsel ilişkiye bağlı birçok istenmeyem gebelik yaşayabilirler)

    ve bu yukarıda saydıklarımım fonksiyon bozukluğu yaratıcal seviyede olması gerekir, ki zaten bu koşul mizaç ile psikiyatrik hastalıklar arasındaki ince çizgiyi oluştura gelmiştir.

    manik episodlar çok belirgin olur ve tanısını koymak bu nedenle çok kolaydır ancak hypomania bu sayılan semptom ve bulguların daha kısa sürdüğü ve ciddiyetinin daha az olduğu duruma verilen isimdir. taktir edileceği gibi hasta bu sebeple geneide hypomaniasından şikayetçi olmaz, çünkü sonunda hayattan zevk almaya başlamış, bir şeyleri başarabilir hale gelmiştir.

    bipolar hastalıkta psikotik bazı bulgular da olabilir ve bu durumda şizofrenden ayrımı önemlidir. ambiyane tabirle toplumun deli denilince ilk aklına gelen hasta grubunu oluştururlar çünkü mania halinde hasta kendine veya çevresine zarar verebilecek durumdayken kollarını stabil hale getiren "deli gömleği"nden giyebilir. psikoterapi tedavisinde önemlidir ancak hastaların çoğunda terk edilme korkusu olabilir bu sebeple zorlu hastalardır.

    edit: var oldugunu düşünen arkadaşların iyi psikiyatre gitmesini salık veririm. önce devlete gidip tanı alıp sonra dışarıda bir doktora gidebilirsiniz.

    ama şunu unutmamak lazım: yukarıda saymış olduğum tanı kriterleri hastalarla yüz yüze gelmeyen, deneyimsiz kişiler yani doktorlar dışımda kullanıldığı zaman, tanı koymak çok kolay gibi gelebilir. insan içinden la hepsi var bende hepsi diyebilir. fonksiyon bozukluğu yaratıcak düzeyde olması çok önemlidir.

    eğer varsa hastalığınız; hayatınızın çeşitli bölümlerinde iş hayatınızı, sosyal hayatınızı, aile hayatınızı bozucak düzeyde bu şikayet ya da bulguları yaşıyorsanız lütfen doktora gidin.

    tıpta hiçbir zaman tanı almaktan korkmayın, tanı alamamaktan korkun.
  3. bipolar bozukluk, halk arasında manik depresif olarak da bilinir. iki uçlu duygu durum bozukluğudur. sınırda kişilik bozukluğu ile karıştırmamak gerekir. birçok özellikleri benzer olsa da sınırda kişilik bozukluğu sahibi kişiler, asla manik atak yaşamazlar.

    gözlemlediğim kadarıyla manik atakta şunlar baş gösterir :
    1- inanç konusunda büyük bir artış ve etrafa bunu sürekli anlatma isteği, peşinde koşmak, sürekli bu konularda uzman insanlarla sohbet etmeye çalışmak, kendini de bu insanlara anlatmak gibi.
    2- normalde çok uğraşsa dahi yapamayacağı işleri birkaç gün içinde yaptığına inanma, kendini çok başarılı ve yenilmez görme.
    3- maddi harcamalarda, normalde kullanmadığı şeylere dahi para vermeye başlama, gerekirse taksit ile bu ihtiyacı giderme, kart alma gibi.
    4- alanında başarılı insanlara ulaşabileceği her türlü iletişim yöntemini kullanıp, o kişilerden takdir bekleme ve kabul görme isteği.
    5- cinsel istekte aşırı artış, rastgele insanlarla cinsel ilişkide bulunma.
    6- uyuşturucu, sakinleştirici türevi maddeleri kullanma isteği ve kullanmak.
    7- neredeyse hiç uyuyamaz, manik atak geçiren kişi ve sürekli enerjik hisseder.
    8- düşüncelerin haddi hesabı yoktur, aynı anda binlerce düşünce geçtiğini iddia eder, yazmasını istediğiniz sırada yetişemediğini söyleyebilir.
    9- aşırı sosyal davranışlarda bulunabilir. normalde birkaç kişi ile dahi zor bela konuşan birey, manik atak esnasında neredeyse herkes ile sohbet etmeye başlar, bir şeyler anlatır ve sürekli güleçtir.
    şeklinde sıralanabilir.

    depresif ise, özetle major depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk, paranoya gibi özellikler göstermektedir, gözlemlediğim kadarıyla. genel özellikleri :
    1- yataktan çıkmak zordur. sürekli uyumak istenir.
    2- hayattaki en başarısız, mutsuz, yalnız insanın kendisi olduğuna inanır.
    3- madde kullanma isteği bu evrede de artar.
    4- herkesin kendisi hakkında konuştuğunu düşünür.
    5- okul, iş hayatı sekteye uğrar, neredeyse bırakma düzeyine gelir.
    6- hiçbir sorumluluk almaz, aldıklarını yapmaz.
    7- inanç konusunda büyük eksiklikler ve sıkıntılar yaşar, inançtan vazgeçmeye başlar.
    8- arkadaşlarıyla, ailesiyle dahi iletişime geçmez, kendini bir yere kapatır, sürekli ağlak bir şekilde süreci yaşar.

    tabii bilindiği üzere ara dönemlerde vardır. ara dönemler, söz gelimi normal birey yaşantısıdır. bu ara dönemde, diğer dönemlerde yapılan neredeyse her şeye dair bir pişmanlık söz konusu olur.

    bipolar bozukluk, bir hastalıktır. dahilik ya da başka bir şey ile alakası yoktur. lityum salınımının vücut için orantısız olmasından kaynaklanır.
    genelde basta ilaçlara uzun bir süre devam eder. bıraktığında, manik ya da depresif atak süreci başlamış olur.

    canlı rüyalar söz konusudur. vivid dreams
    bu rüyalar, lucid dreams olarak da geçer, ancak her birey lucid dreams yapabilirken ve bunun için çaba gösterirken, bipolar bozukluk hastası bireyler, direkt olarak vivid dreams yaşar. çünkü uykularınız yüzde ellisinden fazlası rem uykusunda geçer.
    normal şartlarda gözlerini kapatsa dahi bu hastanın genelde göz bebekleri oynar.


    (*:bir arkadaş )

    edit: imla.
  4. bipolar bir insanla hayatınızı geçirmeye karar verdiyseniz tekrar düşünün. hem kendisi hem de sizin için hiç bitmeyecek zorlu bir süreç var önünüzde. manik ataklar sırasında en uçlara çıkabilir, depresif atakta en dibe vurabilirsiniz onunla beraber. yapmanız gereken ise herhalde sadece anlayış göstermek ve sakin kalmak, olabildiğince ona yardım etmek.
  5. en yakın arkadaşlarımdan birinde olan rahatsızlık. yıllardır çok yakınız, daha önce intihar etmeye çalıştığını hastaneye kaldırıldığını vs anlatmıştı ama anlatmadı.

    bir kaç hafta önce son derece ilgisiz davranmaya başladı, ve arada tersliyor ama sonra gönlümü alıyor sonra derken 15 20 dk uzatmıyor, tam da diyecektim böyle devam edeceksen bitirelim diye.

    gün içinde mesaj atmadı, akşam mesaj attı, ördek son zamanlarda dengesizim özür dilerim, bak bunlar ilaçlarım kutusu, böyle bir rahatsızlığım var, doktorum izinde ilaçlarım bitti kafayı yemek üzereyim lütfen alınmas vs.

    hayatım boyunca tanıdığım en dengeli kız, dengesizlik hastasıymış, yıllarca sakladı söylemedi canım benim ya..

    hastayken bu kadar karakterli olan biri kim bilir tam anlamı ile sağlıklı olsa nasıl bir hanım olurdu.

    tüm hastalarına geçmiş olsun.
  6. bir gün kahkahalarla gülüp sonraki gün depresyonvari hareketler sergilemenin, sonraki gün çıkıp delilik olsun diye bir köprüden atlayıp atlamayacağını bilmemenin insanın çevresine, ailesine ve tanıdıklarına ne denli zarar verebileceğini bilmeyen yazarlarca hastalık olarak görülmeyen hastalık. gözünden kaçtı herhalde.

    edit: bahsettiğim yazarlara çok çok benzeyen bir kişi, bir iki mesajdan sonra ben bunun okulunu okudum en iyi ben bilirim tarzı bir mesaj atıp blokladı sanırım. en çok sen biliyorsun da anlat bari biz de bilelim, öyle değil bak böyle de en azından. biz de bu zamana yanlış teşhis konulduğunu falan bilelim.
  7. bu hastalıktan muzdarip olanların rol yaptıkları düşünülür genelde. çevresi ondan tiksinir fakat ona sorsan, tüm dünya işi gücü bıraktı onun harekete geçmesini bekliyor. tabi mani dönemi böyle. depresif dönemlerde ise boşluk, çaresizlik, umutsuzluk. her iki dönemde de intihara meyilli oluyorlar galiba.
    yok
  8. genc kardesimiz ian in hastaligi. ian ile birlikte daha cok duyulmaya baslandi, en azindan ben onda gordum
  9. sylvia plath adlı yazarın da hastalığı buymuş! intiharla sonlandı hayatı, üzücü... ;(