• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.75)
Yazar mina urgan
bir dinozorun gezileri - mina urgan
mina urgan bir dinozorun anıları'nı yazarken kitabının bu kadar çok okunacağını hiç beklemiyor, "benim gibi bir kocakarının hayatını kim merak eder ki..." diyordu.

ama öyle olmadı. yüzbinlerce kişi bu ufak tefek, beyaz saçlı, sigara içen, cesur, komünist ve ateist olduğunu televizyon ekranlarında söyleyen ingiliz edebiyatı profesörünün anılarını okudu ve kendiyle alay etmeyi bilen bu zeki kadını çok sevdi.

çünkü o, türkiye aydınının sıcak ve zeki dilidir. samimi bir düşünce sahibinin, aykırı da olsa, tüm kesimler tarafından kucaklanacağının kanıtıdır.

türkiye şimdi de onun yeni kitabı 'bir dinozorun gezileri' ile yeryüzünde keyifli ve uygar bir yolculuk yapacak. 'dinozorca' yani az parayla, tadını çıkarmayı ve insanları tanımayı hedefleyerek yapılmış bu gezileri gülümseyerek okuyacak, okurken düşünecek, yeryüzünü ve kendini tanıyıp öğrenecek, sevecek. (idefix)


  1. bir mina urgan - dinozorun anıları kitabından sonra zat-ı şahaneleri ile tanışmam neticesinde yaşadığım şehirde bir hayli aradığım ^:3 ay kadar^ ve bulunca büyük heyecan ile o gün uyku bile uyumadan keyifle, yer yer gülümseyerek yer yer hüzünlenerek okuduğum çok keyifli gezi kitabı.

    yazarın anlatış tarzının oldukça sade ve naif olması, zaten içerik olarak doyurucu olan kitabı çok daha rahat okunabilir kılıyor.

    !---- spoiler ----!

    (...) ölümle burun buruna geldiğim o an, o hiç inanmadığım tanrıdan yardım dilediğimi hatırlıyorum.

    !---- spoiler ----!
  2. kitabı okurken ara ara gözlerinizi kapattığınızda, kendinizi ege boylarında şirin ve minik bir sahil kasabasında, kumlara uzanmış vaziyette mina urgan ile sohbet ediyor şekilde bulabilirsiniz. anıları öylesine içten ve samimi ki ancak böyle bir yorum yapabilirdim.

    kendisi bir deniz aşığı. denizin içinde, yanında mutlu olabilen bir kadın, ayrıca yüzmek ve yemek yemek -yemeği bir sanat olarak görmesi de cabası- onun vazgeçilmez tutkusu.

    son ekleyeceğim aklımda kalan şeylerden biri de mina urgan'ın bir kitap okurken herhangi bir zaman-koşul-süreç-mekan belirlemeyiş oluşu ve bunu ifade edişi. yatağın içinde ya da herhangi bir yerde yatarak ya da ayakta... kitap okumanın klişe yararlarını bir kenara bırakıp eğlenceli yanlarına parmak basıyor nitekim.

    güzel yürekli, yaşamayı seven ve doyumuna zevkle ulaşan bir kadın mina urgan.
  3. fazla dağınık ve ateşli bir söylemle ifade etse de kendini, içindeki samimiyeti görebiliyorsunuz okudukça. gerçekten haddim olmayarak söylüyorum ki benim insani bakış açıma göre fazla hararetle ve fevrilikle kendini paylaştığını düşünüyorum. günümüzü düşündüğümüzde en azından böyle.. fakat kitabı bitirdiğinizde "o kadını" istemsiz bir şekilde seviyorsunuz ve saygı duyuyorsunuz. özellikle hangi yıllardan bahsettiğini bildiğiniz için kat ve kat artıyor bu saygı.

    anılarındaki nükteler, insanı içine çekip güldürmesini de biliyor ve "hemen, şu an, şimdi" bir gezgin edasıyla yollara düşesi geliyor insanın. ilk sayfalardaki iştahla yeme arzusunu dillendirdiği sayfaları sabırla geçebilirseniz bu komünist teyzemizi okuyabilirsiniz..

    sonsöz'den;

    "bu dinozor öyle bir yaşa geldi ki artık, bunca genç, bunca çocuk ölürken, daha fazla yaşamak biraz ayıp gelmeye başladı ona. isteği, çevresine ve kendisine bir başbelası haline gelmeden, bu dünyadan göçüp gitmek. kalanlara sonsuz sevgiler."