1. ilenç. işte beni bu selenli harfiyle hiç bırakmıcek olan ilenç,
    gittiğim her yere götürdüğüm, gittiğim görünmeyen köpeğim
    ilenç. -kim benimle arkadaşlık edebilir? kim? o keşiş'in
    kanını taşıdığım söyleniyor ve durulmaz bir çalkantıyla
    oradan oraya koşuyorum yalınayak ve küçücük çenemde
    büyük bir ben, kapalı güzelliğimle tanıyorum hala. lekesi
    gibi u.

    çiçek. çiçek satıcılığıyla başlamışım serüvenlerime. iplere
    dizili çiçekler ve çocuklar, gül kurusu. ama nasıl da
    büyülüymüşüm o zamanlar, bir pericik yüzünden
    bakılamazmış. boş arsaları vardır yaz gecelerinde hafifsi
    malta hummalarının. kış gecelerinde de sonsuz beberuhili
    sanrıların harabeleri. sonra taştan geçit. elli yaşlarında bir
    cadının çekmecesinde yaşıyorum, çivilenmiş. -gerçekten,
    yaşıyor muyum acaba? mevsimin ne olduğu bilinmiyor ve ben pek üşüyorum. gibi u.

    .. çiçek satıcılarının o sürgününde kudüs'e gitmiş, çalar
    saat'e yerleşmiştim.. bunları anmak, anmak bile istemiyorum
    ki.. bitivermişti hemencecik, biriktirdiğim paralar çiçek
    karşılığı.. bunca uzak izmir'ler rehnedildim ben burada. bu
    bir fotoğrafın arabı olsun benden, eline geçecek mi bir gün?
    ibranca öğrenimi yaparken bir boliçede görünmeyen
    köpeğimle çektirdiğim. issız ve korkunç. yapraklarını
    dökmüş ulu bir ağacın altında bir kanepeye incelikli ilişmiş
    olarak. -yazıklandığımdan değil.
    geçmicek diyedir kaygılanıyorum. u.