1. aslında sevgide kaçınılmaz olandır. yani siz birine dış görünüşünden dolayı hayran olduğunuzu düşünseniz bile, aslında onun görüntüsünün yansıttığı karaktere hayranlık duyarsınız. zaten güzellik algısı da tam olarak bu iç güdüye dayalıdır.
  2. sonra anlıyorsun. bir şeyi hakikaten sevdiğinde, her şeyi sevmeye başladığını.
  3. genelde öyle olmaz mı zaten? ruhunu seversin, kendininkinin yanıbaşına koyar, dünyayı gezdirmek istersin. alır, sahibi olur, hükmedersin. bilmediğin yerler keşfedersin. öğrenirsin. sınırı yoktur öğrenmenin. sonra dalarsın gözlerine, ruhunun aynasına. kirpiklerine dokunmak istersin ki bilesin; neymiş, kimmiş bu ruhun aynasını koruyan şeyler diye. ben bu kirpiklere bile hayran kaldıysam bunun sevmekle bir ilgisi olmalı dersin. sonra o kirpikleri de gittiğin her yere götürmek istersin. ve alır, sahibi olur, hükmedersin.

    ta ki söz konusu iki ruhtan biri kararıncaya kadar. hangisi olduğunun bir önemi kalmaz. uçar gider ikisi de uzaklara ağır ağır. bir süre ortalıkta görünmez. onu aramak da ayrı bir maceradır. ruhun bir yerlerde yapayalnız savrulmaktadır ve artık eve dönme vakti gelmiştir. gelir de zaten. her zaman gelir. artık huzurla uyuyabilirsin demektir bu.

    sonra macera yeniden başlar.
  4. - herkes öldürür sevdiğini derken şaka yapmıyordum.