1. bugün 13 yaşına basmış ülkemizin son bağımsız gazetelerinden biri.
  2. özlem özdemir'in mine g. kırıkkanat ile kırıkkanat'ın "hiç kimse" adlı son romanı çerçevesinde yaptığı röportajı önce sansürlemiş sonrasında ise özdemir'in röportajlarının "geçici bir süre durdurulması"na karar vermiş gazetedir.

    bu kararı vermelerinde röportaj üzerine gelen tepkiler etkili olmuş diyorlar. peki röportajda yalan bir beyan mı var? gerçek mi çarpıtılmış? tam olarak neye ve neden gösterilmiş bu tepki?

    röportaj, pkk içindeki cinsiyetçiliğe ve abdullah öcalan'ın başta kadınlara karşı olmak üzere diğer seslere karşı tahammülsüzlüğüne değinmiş. olay bu.

    konu alakasız bir yerden buraya bağlanmıyor da ayrıca. roman, paris'te öldürülen üç pkk mensubu kadınla ilgili bir casusluk romanı.

    ortada yalan yok, hakaret yok, sevgili birgün yönetim kurulu siz neye göre gazetecinin özgürlüğünü kısıtlamaya kalkıyorsunuz tam olarak?

    yoksa fikir ve ifade özgürlüğü, türkiye'nin klasiği olduğu üzere yalnızca sizin fikir ve ifadenizi mi kapsıyor?

    iradi ve fikri bağımsızlık olmadan gazetecilik olmaz. gerçekleri aktardığın müddetçe çekineceğin bir tepki olamaz.

    ne yazık ki bu korkak tavır da sanki özdemir, başına gelecekleri tahmin etmiş gibi röportajda tartışılıyor:

    - [m]edyada bu artık pek karşılaşamadığımız bir durum. insanların fikirleri sürekli değişebilir oldu, bazıları kandırılmışlar. bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    + türkiye’de medyada, sonra politikada, sonra da kamuoyu yaratan her yerde insanların %98’inin bir güç sorunu var. bunlar son derece zayıf kişilikli olup, kendilerini güçlü sanan insanlar. kendi kendilerini de zaten güçlü olduklarına da inandırıyorlar. gücün tanımı nedir? bir gazeteci ya da yazar olarak kimseye dayanmak zorunda değilsindir, kendi fikrinin peşinden gider, hareketlerinle fikrine ihanet etmezsen eğer, zaten güçlüsündür ve herkesi karşına alabilirsin. bunu %98’in hiçbiri göze alamıyor, hepsi hükümetle mi dövüşüyor fethullah gülen’i arkalarına alıyorlar, akp ile mi dövüşüyorlar chp’yi ya da hdp’yi arkalarında alıyorlar. daima bir siyasal ya da sosyal hareketin arkasına sığınarak hareket ediyorlar. hâlbuki kötüye kötü, yanlış yanlış demek için dayanağa ihtiyaç yoktur. ben gazeteciliğin her şeyden önce muhalefet olduğuna inanan biriyim. akp’ye ne kadar karşıysam muhalefete de o kadar karşıyım. ayrıca akp’ye karşıyım diye fethullah gülen cemaati ya da başka bir odağın yanında yer almam, hepsine kafa tutarım.

    - aksi halde bağımsız nasıl bir gazetecilikten bahsedilebilir?

    + aynen. bağımsızım, arkamda kimse yok ama böyle yapamıyor çoğu insan. ben bağımsız olmanın bedelini ödüyorum ama onların ödediği bedel ise şu oluyor: kendilerine oynak deniyor.
    pinot
  3. son dönemin en cesur gazetesi. açılan davalar, istenen tazminatlar burdan köye yol olur. hiç geri basmıyor, manşetleriyle yardırmaya devam ediyor. pazar ilavesi ayrı bir doyurucu. okuyalım okutalım, bayiden bir kaç tane alalım, toplu taşıma araçlarına bırakalım...
    mutlu
  4. çarşamba günleri 1 tam sayfasını evrim ağacına bilim köşesi olarak ayırmış günlük gazete.