• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.18)
black mirror
bu bilimkurgu antolojisi dizisi, insanlığın en görkemli buluşlarının ve en karanlık içgüdülerinin zıtlaştığı karmaşık ve teknolojiyle dolu bir yakın geleceği konu alıyor.


  1. 3. sezon için netflix ile anlaşan yapımcı Charlie Brooker, önümüzdeki yıl yayınlanması planlanan bölümler için senaryo çalışmalarının başladığını müjdelemiş. kapkara bölümler için biraz daha bekleyeceğiz gibi gözüküyor.

    !---- alıntı ----!
    YENİ BLACK MIRROR BÖLÜMLERİ GELİYOR - playtuşu

    Geçtiğimiz yılın sonunda White Christmas başlıklı bölümüyle bir kez daha ekrana yapışmamızı sağlayan Black Mirror, yeni kanalına yerleşip geri dönüyor. Charlie Brooker’ın dizi izleyicilerine büyük armağanı, Channel 4’dan Netflix’e transfer oluyor. Bu transfer, bizlere nasıl bir geri dönüş sağlayacak? Tabii ki de bir dolu yeni bölüm olarak!

    Dizinin ilk iki sezonunu yayınlayarak Black Mirror aşkını belli eden, bir dolu iddialı dizinin yuvası olan Netflix’te yayınlanacak yeni Black Mirror bölümleri yazılmaya başlandı bile. Brooker tarafından doğrulanan bu gelişmenin en kısa zamanda TV ekranlarına kavuşması için şimdiden sabırsızlıkla bekliyoruz.
    !---- alıntı ----!

    ayrıca: Black Mirror season 3? Charlie Brooker’s show heading to Netflix for ‘multiple episodes’ - independent.co.uk

    ekleme: yeni sezonun 12 bölüm olacağı kesinleşmiş.
    BLACK MIRROR 12 YENİ BÖLÜMÜYLE KESİN OLARAK DÖNÜYOR - playtuşu
  2. 3. sezon 6 yeni hikayeden oluşuyor. netflix 21 ekim'de tüm bölümleri eş zamanlı yayınlanacak. yeni sezonun ilk trailerı bugün yayınlandı. logosuna bile hallendiğim başka görsel sanat yok.

    Black Mirror | Official Trailer - Season 3

    six new stories, six new realities
  3. teknolojinin hayal dahi edilemeyecek hızda ilerliyor olması dünyayı daha güzel, daha yaşanabilir kılmayacaktır. bugün parayı nasıl kullanıyorsak yarın başka bir teknolojiyi de aynı vahşilikte kullanacağız. bunda şaşırılacak pek bir yan yok.

    teknoloji ve bilgi düzeyinde değil, bilinç düzeyinde yani mevcut bilgiyi nasıl işleyeceğimize dair bakış açımızda değişime, hatta devrime ihtiyaç var.

    kısa vadede ve olağanlığıyla gerçekleşmeyeceği aşikar bu ihtiyaç, black mirror kadar kara anlatımı dahi distopya olmaktan çıkarıp, zamanın ileri görüşlü tasvirine bürüyor.
  4. somut ve sanal hayatlarımızın günden güne iç içe geçip iyice melezleşmesinin sonucunda teknolojinin hayatlarımızda var olan sorunlarının, teknolojinin gelişmesiyle birlikte nasıl evrimleşeceğini gösteren mini ama dev bir ingiltere yapımı distopya - bilimkurgu dizisidir. her bölümün oyuncuları, yönetmenleri, konuları farklıdır. bildiğim kadarıyla sadece bütün dizinin senaristi aynıdır. bölümler yaklaşık bir saat sürüyor ve her sezon üç bölümden oluşuyor. her bölüm, içinde, üstüne fazlaca kafa yorulacak parçalar barındırıyor.

    birinci bölümde; internetin sosyal kamuoyu oluşturma potansiyelinin, hükumetleri karar alma mekanizmasında nasıl zor duruma sürükleyebileceğini gösteriyor

    ikinci bölümde; gelişmiş yapay zeka ile oluşturulan bir akıllı tv program yayıncılığına aşırı dozda maruz kalan insanların tek tipleştirildiği bir dünya anlatılıyor

    üçüncü bölümde; teknolojinin deriye enjekte edilen bir çip yardımıyla melezleştirdiği insanların kazandıkları özellikler sonucunda zarar gören mahremiyet olgusunun ilişkilerde yaratacağı zararların anlatıldığı bir çiftin hikayesi gözler önüne seriliyor

    ikinci sezon ilk bölümde; son zamanların benzerlik taşıyan kugularından, biraz "her" biraz "akta manniskor" biraz "transcendence " deki fiziksel karakter oluşumu var gibi, ileri bir yapay zeka ile harmanlanan karakterimiz zülfiyare dokunuyor

    ikinci bölümde; teknolojinin insanları duyarsızlaştırmasına yıllardır yoğun bir şekilde hayatlarımızın içinde tanık oluyoruz. yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmekten ziyade onu kaydeden insanlar herkesin tanık olduğu görüntüler oluşturuyor. bu konuya çok güzel dokunulup, işleniyor

    üçüncü bölümde; bir internet fenomeni maskotun genel seçimler öncesi adayları sorularıyla zorlaması sonucu artan hayran kitlesinin etkisiyle vereceği kararları anlatıyor

    üçüncü sezon ilk bölümde; kocaman bir holy shit!! dedirten bölüm. mükemmel! teknolojinin bir çip yardımıyla melezleştirdiği insanların kazandıkları özellikler sonucunu yaşadıkları travmaları anlatan bir yapım, dövüş kulübü filminde tyler durden'in ünlü sözünün "sahip oldukların, sonunda sana sahip olur." bir kez daha kanıtlanışını gözler önüne seriyor.

    sonuç olarak bilimin, kurgunun ve distopyanın ayrı ayrı şaha kalktığı, çekilen en iyi bilim kurgu-distopya yapım diyebiliriz. tereddütsüz izleyin
    hubot
  5. 12 bölümlük yeni sezonla ilgili ilk detaylar gelmeye başlamış:

    YENİ BLACK MIRROR SEZONUNDAN İLK DETAYLAR - playtuşu

    !---- alıntı ----!
    Geçtiğimiz günlerde ülkemizde de yayına başlayarak insanları “Netflix övenler” ve “Netflix’i gereksiz bulanlar” olarak ikiye ayıran Netflix, merakla beklenen yeni Black Mirror sezonundan ilk detayları paylaştı.

    son olarak White Christmas adlı özel bölümle karşımıza çıkan Black Mirror, bir süre önce Netflix’in kanatları altına girmiş ve 12 bölümlük yeni sezon için çalışmalar başlamıştı. Son yapılan açıklamada ise yeni sezonda yer alacak bir bölümün detayları açıklandı. Buna göre söz konusu bölümde başrolleri son olarak The Martian’da karşımıza çıkan Mackenzie Davis ve Concussion’dan hatırlayacağımız Gugu Mbatha-Raw paylaşacak. Bölümün yönetmenliğini ise daha önce Black Mirror’ın ikinci sezon ilk bölümü olan Be Right Back’i çeken Owen Harris yapacak.

    Bölümün hikayesine dair henüz bir bilgi olmasa da Black Mirror adı bile bizleri heyecanlandırmaya yetiyor. “Be Right Back hangisiydi ya?” diyenler ise aşağıdaki fragmanı izleyip 2013’e ufak bir zaman yolculuğu yapabilir.

    Black Mirror | Starts 11th February | Channel 4 - youtube
    !---- alıntı ----!
  6. özellikle 'fifteen million merits' ve 'white christmas' bölümleri insanı kötü eden, distopik bilim kurgu antoloji serisi. mutlu sonlar arayanlar uzak dursun.
    black mirror ismi, televizyon ya da akıllı telefon gibi aletlerin kapalı haldeki ekranlarına atfen seçilmiş.

    charlie brooker en son yaptığı televizyon programında (charlie brooker's 2015 wipe), birleşik krallık başbakanı david cameron'un üniversitedeyken bir topluluğa giriş hakkı için "anatomisinin mahrem bir bölgesini" ölü bir domuzun ağzına sokmasıyla ilgili ortaya atılan dedikodunun (piggate) ve devamında gelişen olayların, dizinin ilk bölümü 'the national anthem''a olan benzerliğine dikkat çekmiş ve oldukça garip hissettiğini belirtmiştir.
    akagi
  7. yaşam ve teknolojinin olumsuz yönlerine dikkat çeken mini dizi.
    hope
  8. insanı dakikalarca düşünmeye sevk etmesi, yaratıcı kurgusu, oyunculukları vs. hepsi bir köşede dursun. bunlar birçok dizide görebileceğimiz özellikler.

    bu diziyi asıl sevdiren, distopik havayı fazlasıyla gerçekçi vermesi. genellikle belli olmayan zaman ve mekanda geçen bölümlerinde, bilim kurgu olmasına karşın çok da imkansız/uzak gelecekte olmayan teknolojilerin kullanılmasından dolayı verilen o gerçeklik ve gerçekliğin beraberinde getirdiği empatiyle her bölümde insanın adeta gerilmesi, tokat yemişcesine çarpılması, 'biz insanların neyine teknoloji' dedirtmesi diziyi diğerlerinden ayıran, güçlü kılan şey. bu yüzden sindirerek ve yavaşça bitirmeye çalışıyorum bu diziyi. çünkü başka bi dizide bu zevki alamayacağımın şimdiden farkındayım.
    kup
  9. s1 e2 ile ilgili "acunvari" konsept konusunda anladım ki herkes aynı anda aynı şeyi düşünmüş. henüz üçüncü sezonunu izlemediğim, oldukça merak ettiğim güzel, ingiliz prodüksiyonu dizidir. insanda "the message" filmi etkisi yaratıyor. nasıl ki her ramazan ayında, bilhassa kadir gecesi'nde bu film oynatılır, film biter bitmez "sabah ezanından tezi yok namaza başlıyorum" kararı verilirdi; bu diziyi de 2 sezon artı christmas özel bölümüyle (ve şimdi üçüncü sezonuyla beraber) izleyince insanda "hemen şimdi bütün sosyal medya hesaplarımı kapatıyorum, öncesinde bütün fotolarımı siliyorum, bundan sonra yalnızca gerçek ilişkiler kurup sadece mahalle esnafından alışveriş yapıyorum" hissi yaratıyor, insanın bu gazla tası tarağı dahi toplamadan bulduğu cittaslow'a yerleşesini getiriyor. (akyaka ve seferihisar tercihimdir efenim) velhasıl düşündürür, kendi black mirror'larımızdan izlediğimiz her bölüm "izlemeyin" çağrısı yapar, arada kafanız karışır. yine de güzeldir, ben tavsiye ediyorum izlemeyenlere.
  10. kara ayna. dizi başlarken ekran karadır ve yükleniyor işaretini görürsünüz, sonra da kendi yansımanızı. o zaman dank eder. kara ayna...
    bazı bölümler distopyadır bazısı ütopya gibi görünür distopyadır. ama aslında hiçbiri uzak hikayeler değildir. aslında birebir yaşadığımız evrendir anlatılan. sadece süregelen yanlışları farkettirmek için abartmıştır dizi. yani aslında distopyada yaşıyoruz. bu yüzden kara aynadır dizi. diziyi görmeyi beklerken ekranda- kara ekranda- kendinizi görürsünüz. yüklenen sizin hikayenizdir.
    bu dizi distopyamızın aynasıdır.