• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.18)
black mirror
bu bilimkurgu antolojisi dizisi, insanlığın en görkemli buluşlarının ve en karanlık içgüdülerinin zıtlaştığı karmaşık ve teknolojiyle dolu bir yakın geleceği konu alıyor.


  1. insanı dakikalarca düşünmeye sevk etmesi, yaratıcı kurgusu, oyunculukları vs. hepsi bir köşede dursun. bunlar birçok dizide görebileceğimiz özellikler.

    bu diziyi asıl sevdiren, distopik havayı fazlasıyla gerçekçi vermesi. genellikle belli olmayan zaman ve mekanda geçen bölümlerinde, bilim kurgu olmasına karşın çok da imkansız/uzak gelecekte olmayan teknolojilerin kullanılmasından dolayı verilen o gerçeklik ve gerçekliğin beraberinde getirdiği empatiyle her bölümde insanın adeta gerilmesi, tokat yemişcesine çarpılması, 'biz insanların neyine teknoloji' dedirtmesi diziyi diğerlerinden ayıran, güçlü kılan şey. bu yüzden sindirerek ve yavaşça bitirmeye çalışıyorum bu diziyi. çünkü başka bi dizide bu zevki alamayacağımın şimdiden farkındayım.
    kup
  2. teknolojinin hayal dahi edilemeyecek hızda ilerliyor olması dünyayı daha güzel, daha yaşanabilir kılmayacaktır. bugün parayı nasıl kullanıyorsak yarın başka bir teknolojiyi de aynı vahşilikte kullanacağız. bunda şaşırılacak pek bir yan yok.

    teknoloji ve bilgi düzeyinde değil, bilinç düzeyinde yani mevcut bilgiyi nasıl işleyeceğimize dair bakış açımızda değişime, hatta devrime ihtiyaç var.

    kısa vadede ve olağanlığıyla gerçekleşmeyeceği aşikar bu ihtiyaç, black mirror kadar kara anlatımı dahi distopya olmaktan çıkarıp, zamanın ileri görüşlü tasvirine bürüyor.
  3. normalde çevremde ne izlesekçi başı olarak bilindiğim için sürekli birilerine izlemesi için bir şeyler öneriyor olurum. ama bunu daha hiç kimseye öneremedim. izleyen birini görünce de inanılmaz kıskanıyorum. bir tek ben bilmek istiyorum sanki.
    çok değerli bir yapım. umarım 12 bölüme geçtiğinde kalitesinden ödün vermez.
  4. 12 bölümlük yeni sezonla ilgili ilk detaylar gelmeye başlamış:

    YENİ BLACK MIRROR SEZONUNDAN İLK DETAYLAR - playtuşu

    !---- alıntı ----!
    Geçtiğimiz günlerde ülkemizde de yayına başlayarak insanları “Netflix övenler” ve “Netflix’i gereksiz bulanlar” olarak ikiye ayıran Netflix, merakla beklenen yeni Black Mirror sezonundan ilk detayları paylaştı.

    son olarak White Christmas adlı özel bölümle karşımıza çıkan Black Mirror, bir süre önce Netflix’in kanatları altına girmiş ve 12 bölümlük yeni sezon için çalışmalar başlamıştı. Son yapılan açıklamada ise yeni sezonda yer alacak bir bölümün detayları açıklandı. Buna göre söz konusu bölümde başrolleri son olarak The Martian’da karşımıza çıkan Mackenzie Davis ve Concussion’dan hatırlayacağımız Gugu Mbatha-Raw paylaşacak. Bölümün yönetmenliğini ise daha önce Black Mirror’ın ikinci sezon ilk bölümü olan Be Right Back’i çeken Owen Harris yapacak.

    Bölümün hikayesine dair henüz bir bilgi olmasa da Black Mirror adı bile bizleri heyecanlandırmaya yetiyor. “Be Right Back hangisiydi ya?” diyenler ise aşağıdaki fragmanı izleyip 2013’e ufak bir zaman yolculuğu yapabilir.

    Black Mirror | Starts 11th February | Channel 4 - youtube
    !---- alıntı ----!
  5. ingilizlerin en iyi işlerinden.
  6. imdb sitesinden bakınca 2015 yılına ait bir bölüm gözüküyor ama görünüşe göre yalan olmuş. 2016 yılına da ait bir bölüm var ama henüz ilk çeyrek içerisinde bir bilgi girilmemiş. umarım devam eder kaliteli dizilerden biriydi.
  7. özellikle 'fifteen million merits' ve 'white christmas' bölümleri insanı kötü eden, distopik bilim kurgu antoloji serisi. mutlu sonlar arayanlar uzak dursun.
    black mirror ismi, televizyon ya da akıllı telefon gibi aletlerin kapalı haldeki ekranlarına atfen seçilmiş.

    charlie brooker en son yaptığı televizyon programında (charlie brooker's 2015 wipe), birleşik krallık başbakanı david cameron'un üniversitedeyken bir topluluğa giriş hakkı için "anatomisinin mahrem bir bölgesini" ölü bir domuzun ağzına sokmasıyla ilgili ortaya atılan dedikodunun (piggate) ve devamında gelişen olayların, dizinin ilk bölümü 'the national anthem''a olan benzerliğine dikkat çekmiş ve oldukça garip hissettiğini belirtmiştir.
    akagi
  8. grotesk imgelemleriyle izleyicinin ruhunu bulandırırken bir yandan muazzam sistem eleştirileri ve şiddetli protestoları zihne kazıyan harikulade dizi.
  9. farklı bakış açıları kazandıran ; izlerken sizi gerçekten geren , üzen , sinirlendiren, teknolojinin yol açabileceği tehlikeleri muazzam bir akışla anlatan özgün ve film tadında bir dizi.
    rosky
  10. devamının bir an önce gelmesi gereken mini dizi.

    son olarak white christmas bölümü yayınlanmıştır.

    !---- spoiler ----!

    bu gidişatın nereye varacağının trajik göstergesidir; olayların giriftliği, gerçeklik duygusunun kaybolması, benliğin yitirilmesi... zamanın standart akışından saparak zamanın göreceliğinin maddeden bağımsız olarak "us"da yaşamasıdır. insanın kendi klonunu köleleştirerek nasıl bencilleştiğini bizlere göstermektedir. zaten "klonlama" baştan sona tartışmalı bir konudur. mesela moon filminde insanın kendi klonuyla karşılaşması ve sonrasında yüzleşmesi çok iyi bir şekilde anlatılmıştır. insan "teklik" güdüsünü kaybettiğinde "insan olma"ya dair her şeyini yitirmiş olur. herhangi birinin kendisiyle karşılaşması ve "sen klonsun ben gerçeğim" diye iddia etmesi durumda nasıl hissederdi acaba? neyse ben konuyu bencillik ve modern zaman insanlığının vurdumduymazlığından alıp klonlama olayına indirgemiş oldum.

    bu bana göre bir kısmıydı. dizinin ikinci kısmında "fractal"dan (zaten ev içinden ev çıkan sahneyle bu iç içelik net olarak vurgulanmıştır) bahsetmektedir. insanlık gerçekliğini yitirmektedir. similasyon dünyası yeni bir gerçeklik yaratabilme yeteneğine sahiptir. dizide sanık durumundaki eleman "biz nasıl geldik?" gibilerinden sorular sorar. başlangıç yoktur. rüyada olduğumuz zamanda bir giriş yoktur, gelişmeden devam ederiz -sonuca ulaşamadanda sağolsun annemiz uyandırır-. bu gelişme bölümünde rüyanın saçmalığını farketsek de gerçekliğinin karşısında rüyada olduğumuzu farkedemeyiz. tabii ki buradaki kritik nokta rüyalarımızın hayal dünyasında olması, reel dünyamıza yansımamasıdır. yansıması durumunda da zihnimiz bu iç dünyalar içinde kendini kaybedecektir.

    !---- spoiler ----!