• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.10)
budala - fyodor mihailoviç dostoyevski
romanın kahramanı prens mışkin, saralıdır. tedavi gördüğü isviçre’den döndüğünde elindeki giysi çıkınından başka hiçbir şeyi yoktur. yaşamı kendi iç dünyasını seyre dalmakla geçmektedir. insanlarla her türlü alışverişten arınmıştır. budalalık derecesinde iyi olan prens mışkin, tam bir ermiş kişidir, sevmekten başka bir şey gelmez elinden. müthiş bir zeka sahibidir. çevresindekiler, onu her zaman yadırgarlar, ama onsuz da edemezler. kendisi de saralı olan dostoyevski, romanının kahramanına kendi kişiliğinden pek çok şey koymuştur. prens mışkin’in anıları, aslında dostoyevski’nin anılarıdır. prens mıskin’in romanının bir yerinde anlattığı, siyasal görüşlerinden dolayı kurşuna dizilme cezası alan bir adamın öyküsü, aslında dostoyevski’nin başından geçmiş bir olaydır. bir tutku romanı olan budala, dostoyevski’nin yazdığı ilk büyük aşk romanıdır.


  1. bu kitabın en mükemmel özelliği belki de nastasya filippovna karakterini ortaya çıkarmasıdır. dostoyevskinin karmaşık kadın karakterlerinin başında bu kadın durur. günümüz psikoloji literatürü açısından değerlendirirsek borderline diyebileceğimiz bir karakterdir. dostoyevskinin başka bir borderline karakteri için: (bkz: liza khokhlakova)

    nastasya karakteri çocukluk itibari ile yaşadığı örseleyici yaşantılar dolayısı ile içsel olarak nefret ile dolmuş bir karakterdir. bu nefreti en başta kendine, daha sonra en yakınındakilere yansıtarak varoluşunu devam ettirmeye çalışır. nastasyanın romandaki örüntüsünü takip edersek bunu açık olarak görürüz. sürekli bir öz-yıkıcı eylemlere başvurmakta ve kendini aşağılamakta, diğer zamanlarda narsisistik bir tutum ile çevresindekilere zarar vermekte, manipüle etmekte ve değersizleştirmedir. prens muşkin karakteri, sınır kişiliklerde görmeye çok alışkın olduğumuz idealizasyon mekanizmasının nesnesidir. muşkin'in "iyi"liği, nastasyayı olduğu gibi kabul edip olumlayacak (bir nevi fallik anne temsilidir mişkin) ve nastasyayı kurtaracaktır. nastasyanın düşlemi budur. ancak içsel dünyası bu düşleme güvenmesine izin vermez. o yakınında olan her şey kirleten bir kişidir ve mişkinin yanında olmak, mişkini yansıtma mekanizması ile kirleterek onun saf beyaz iyi rengini karartmak anlamına gelecektir. bu yüzden nastasya, mişkin'e yaklaşır yaklaşmaz kendisini geri çeker. kendini geri çektiğinde bu annesel iyi nesneyi kaybettiğini düşünerek tekrar yaklaşır. ve bu bu şekilde devam eder. nastasya, içsel nesne ilişkileri nedeniyle mişkin'in ne yanında olabilir, ne de onun uzağında varlığını sürdürebilir.