1. tetanoz hastaları ışık,ses, taddan rahatsiz olup kasılmasınlar diye hastanedeki yemekler tatsiz tutsuzmuş, sesten rahatsiz olmasinlar diye de duvarlarda şşşşt yapan hemşire varmış. iyi bilgi.
  2. sicaktan uyunmuyormus.

    evet tam su saniye bunu ogrendim. hep soyleyenlerle dalga gecerdim "ya nasi bi insan sicaktan uyuyamaz eki eki eki" diye. bugun deneyimledim:')
  3. ettiğin duaya dikkat et , gerçekleştiğinde bunun yanındaki promosyonları düşünmemiş olabilirsin…
    görmemişin biri kelime dağarcığına bir kelime eklemiş , o da duası olmuş. ‘ sapyoseksüel ‘ yani zeki insanlardan hoşlanma. her yerde bas bas bağırıyor, sapyoseksüelim ben, zeki olsun eşim ( tabi istediklerim keşke bunlarla sınırlı olsa varda var… ) normalde de çok seçici bir insan olduğum için yakınlarım gülüyor, git uzaydan bul öyle eşi diye.
    ama ben allah’ın sevdiği kuluymuşum. gerçektende öyle biri çıktı karşıma, süper zeka, prezentabl, titiz, düzenli , saygılı, sevgisi çok güzel, ilk günden etkilendim her hareketi, her sözü , her davranışından. tabi ilk zamanlar herkese hava atıyorum ben aradığımı buldum, hayat yoldaşımı ‘hani yoktu bakın varmış’ diyorum zafer elde etmişçesine.
    ilişkimde en çok aradığım şey ruhsal gelişimimizde birbirimize tekamül aracı olmak. karşılıklı gelişim, sevgi ve sadakatimizi her geçen gün kişiliğimizle beraber büyütmek.eğlenceyi , mutluluğu dışarda aramak yerine o ortamı an'ımızda yaratmak , zamanı unutup kuantumcu olmak , kimseye göstermeye çalışmadan huzur içimizde ...
    her şey birbirimizi biraz daha iyi tanımaya başladıktan sonra değişti evet aradıklarım onda fazlasıyla vardı.
    zaman geçtikçe çok zeki olmasının yanında getirdiği kötü durumları fark ettim.
    kafası sürekli bir milyon. geçmişinden gelen güven sorunları nedeniyle şuan zihni kendisini serbest bırakmıyor ve aynı şeyleri yaşayacağını düşündüğü için olmayan şeyler kuruyor , şüpheci , kuruntulu ve bu durum bizi her geçen gün tükenmeye mahkum etti. ee ben yogacıyım tabiri caizse, ben aklı susturup gönlü dinleyenlerdenim. biliyorumki zihin kargaşası insanı yanıltır, tüketir, zarar verir. zamanla bunun üstesinden gelebileceğimi sandım, yanılmışım…
    yani sürekli aklı gereksiz yere devrede olduğu için ve bu durumu kötüye kullandığı için biz tükendik
    evet her işten anlıyor, ancak bunu sanki toplumda pazarlarmışçasına kullandığını görmek değerini düşürdü.
    eğlenceli olsada, hobilerimiz çok uyuşsada , sosyal medya bağımlılığı beni her defasında yıprattı.
    benim gibi o da mükemmel bir ilişki istediği için birbirimize karşı en ufak bir yanlış anlaşılma bile kıyamet koparmaya yetiyordu.zaten ikimizde fazlasıyla takıntılıydık.
    eğer biraz farkındalığınız varsa , ilişkiniz size çok güzel bir öğretmen olabilir , hiç kimse kusursuz değildir, önemli olan kusurlarla sevebilmek tabi o kusurlar ilişkiye kalıcı hasarlar vermediği sürece.
    en değer verdiğim ve bugüne kadar en çok aşık olup sevdiğim kişi olmasına rağmen; kendimi öncekilere göre çok daha güçlü hissediyorum. ve en çok hayali bu kişiyle kurmuş olmama ve bu kişinin gerçekten eşim olmasına o kadar inanmama ragmen. kendimi her geçen gün tanımaya çalışmam ve geliştirme hevesim sayesinde acıyla başa çıkma şeklim değişti. ve bu dünyada her şey mümkün, her şey herkesin başına gelebilir ve her şey deneyimlememiz ve öğrenmemiz için …bana kattığı iyi, kötü her deneyim için minnetlerimi iletiyorum. ve bazı davranışlar ayrılıktan sonra belli oluyor .bir yerde okumuştum 'insanları hayatınızdan artık sevmediğiniz için değil, umudunuz kalmadığı için çıkarırsınız.' evet benim artık hiç umudum kalmamıstı ve her gecen gün biraz daha diyorum iyiki olmamış diye. tanrı'ya şükürler olsun bunu görmemi sağladı ve ben uyandım.
    evet ben bu ilişkiden çokça şeyler öğrendim.
    - öğrendimki karakterin üstü çok kapatılabiliyor. iyiki kötü zamanlar oluyor ve gerçek davranışlar sergileniyor
    - öğrendimki eş’in olacak kişinin seninle aynı özelliklere sahip olması gerekmiyor.
    - öğrendimki mükemmel eş yoktur , o sen sevdiğin için mükemmeldir
    - öğrendimki mükemmeliyetçilik ve takıntılık bana zarar veriyor
    - öğrendimki kimseyi yargılama ve büyük konuşma
    - öğrendimki frekans uyumu bambaşka birşeymiş
    - öğrendimki sana en çekici gelen durumlar seni kemiren, yaşlandıran en çok yıpratan durumlar olabilir.
    - öğrendimki ne istediğine çok ama çok dikkat et. duyuluyor !
    - öğrendimki sakinlikle evrenle uyumlu ol , su gibi ( saf) akışta kal sevgiyle ,
    - öğrendimki aradığın herşey içinde , birşey isteme 'bil' yeter .
    ve öğrendimki sadece ve sadece şuan var diyerek ahmet hamdi tanpinar dörtlüğüyle bitirmek istiyorum.
    'ne içindeyim zamanın
    ne de büsbütün dışında
    yekpare geniş bir anın
    parçalanmaz akışında'