1. (bkz: fuzzy logic)
    "fuzzy" kelimesinin buradaki türkçe çevirisi tam olarak aslında "muğlak"tır. bulanık kelimesi her ne kadar uygun gibi dursa da zaman zaman anlamsal karmaşaya sebebiyet vermektedir. girizgahta bundan bahsetmeden olmazdı.

    gelelim bulanık mantığa demeden önce biraz eskilere gidelim, antik yunan'a. günümüz dünyasındaki pek çok alanda kendisinin parmağı olan platon'u (eflatun'u) hepimiz biliyoruz. değerli hocamızın gözde öğrencisi aristo'nun ortaya attığı bir düşünce olan "ikili mantığı" belki duymamış olsanız da bugün önünüzdeki bilgisayardan, elinizdeki telefona her türlü sayısal sistemde kullanılan 1-0 (binary) temeli bir yerlerden kesin duymuşsunuzdur. bu ikililik genelleştirilebilir ve çeşitli örnekler verilebilir. evet/hayır, açık/kapalı, var/yok (bir örnek vermek gerekirse pencere açık ya da kapalıdır) vs. işte aristo'nun ikili mantığı da bunu içermektedir. ortada iki durum vardır, verdiğimiz örnekler gibi. bu esnada aklımıza şöyle bir soru geliyor (örnek üzerinden): "pencere sahiden sadece açık ya da sadece kapalı mıdır?".

    bir düşünelim.

    açık için 1 desek, kapalı için ise 0 (yukarıda bahsettiğimiz 0-1). pencereyi sadece 0'da ya da 1'de tutmadığımız aşikar. diğer bir deyişle, pencereyi istediğimiz ölçüde açıp, kapatabiliyoruz. pencere tam olarak kapalı olmadığı durumda ne diyoruz bunun için? ben, "biraz açık" diyorum. mesela bir başkası "çok az açık" ve bir diğeri de "az açık" diyebilir. ortada 0-1 arasında bir durum var (matematiksel olarak bu durumu hangi fonksiyondan geçirdiğinize bağlı onu sayısal bir değer ile ifade etmeniz için) ve kişiden kişiye değişebilen dilsel ifadeler var. ancak temelde hepsi belli bir oranı ifade eden (bu oran kişiye göre değişir) açık ya da kapalı gibi ifadelerdir. insan doğası gereği muğlak bir varlıktır, bu da dilimizde kendini göstermektedir. az, biraz, çok, çokça, fazlasıyla, çok az, azıcık gibi kelimelerin herkese çağrıştırdığı oranlar farklı olabilir. hoş, bu yüzden zaman zaman anlaşmazlıklar çıkar. neyse konumuzdan uzaklaşmayalım. aristo'nun öne sürdüğü ikili mantık aslında bulanık kümelerin bir alt kümesi olabilir. çünkü klasik kümelerin uzayı 0 ve 1 gibi iki tekil değeri içerirken, bulanık kümelerin bulunduğu uzay [0, 1] aralığında sonsuz değer içermektedir. bu sayısal ölçeklendirmeyi de biz insanlar dilsel olarak yukarıda verdiğim gibi örneklerle ifade ediyoruz. gelelim bulanık kümelerin ortaya çıkışına. biraz yukarıdakilerin tekrarı gibi oldu bir kısmı ancak, toparlanması açısından iyi olacağını düşünüyorum. bulanık mantık kavramı ilk defa 1965 yılında matematikçi, elektrik mühendisi ve bilgisayar bilimcisi olan prof. lotfi a. zadeh’in konu hakkındaki makalelerini yayınlaması ile duyuldu. klasik kümelerde bir varlık ilgili kümenin ya elemanıdır ya da değildir yani varlık matematiksel olarak üyelik ilişkisi bakımından ya o kümeye aittir (1) ya da o kümeye ait degildir (0). zadeh’in ortaya attığı bulanık kümelerde ise bir varlık kümeye matematiksel olarak üyelik ilişkisi bakımından [0,1] aralığındaki bir değer kadar aittir.

    edit: kullanım alanları ve nerelerde rol alır gibi başlıklardan bahsetmediğim için eksik hissettim. çok yakında güncelleyeceğim