1. metro ile geliyorsanız eğer turnikeyi geçtikten sonra " adana adana merkez patlıyor herkes" nidalarıyla karşılaşıp "kardeş, ablacım nereye yardımcı olalım" gibi cümleler duyarsınız, aldırış etmeyin, adana diye edirneye götürürler ruhunuz duymaz.
    otobüsü binmek için beklerken "abi esans var istermisin" tiplerle, suriye teyzeler çocuklarla karşılaşacağınız tam bir ne idiğü bilinmez bir yerdir.
    hele o alt katta kaçak mazotu, on numara yağı dayıyorlar otobüslere haberiniz olsun.
  2. içine girince ya burası ankara mı? melih gökçek mi yapmış burayı? diye insanın aklından geçmiyor değil. öyle sürrealizm kokan bir "mimari"yapı.
  3. karmaşıklığın düzeni adlı çalışma.
  4. geçtiğimiz ay servislerin girdiği arka girişlerden birinde gördüğüm fakat fotoğrafını çekemediğim bir duvarda aynen şöyle yazıyordu:

    "cehenneme hoşgeldiniz"
  5. ne kadar çirkinleşirse çirkinleşsin, uzaklık hariç, bir aşti olamayacak otogardır.
  6. bindiğim otobüs mola verse de,genelde benim mola vermeyip uyuklamayı tercih ettiğim, diğer adıyla esenler otogarı. salgın hastalık yaymak istesem(*:dış mihrak değilim çok şükür ;)) oradan başlardım herhalde ; öyle pis,öyle kalabalık :/
  7. önümüzdeki 5 sene içinde şehir dışında 6 farklı yere taşınacak olan türkiyenin en büyük otogarı.
  8. ortadoğu'nun kaotik ambiyansını tecrübe edebileceğiniz, otobüslerin nasıl manevra yapabildiğini anlayamadığım derecede dar virajımsı yollara sahip gudubet yer.
    ozee
  9. adım başına dudak uçuklatma kapasitesi / canlı organizma sayısı astronomik değerlerde olan kötülükler mıntıkası, otogar.

    3-4 kat yerin dibinde kümelenmiş sonsuz tamir atölyeleri ve ecevitten beri güneş görmemiş metamorf kunduz ustaları haiz bu mekan, korku ve gerilime doyumsuz oligopol seyahat piyasasınca evrene meydan okumanın teşvik edildiği izlenimi bırakan felsefi bir öğretinin jübilesidir.
  10. neden geldim istanbul'a izlenimi uyandıran topik yapı.