can dündar

Kimdir?

can dündar (d. 16 haziran 1961, ankara) araştırmacı, gazeteci ve belgesel yapımcısı.

lise öğrenimini ankara atatürk lisesi'nde gerçekleştirdi. 1982 yılında ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi basın yayın yüksek okulu'ndan mezun oldu. 1979'dan itibaren sırasıyla yankı, hürriyet, nokta, haftaya bakış, söz ve tempo'da çalıştı. 1986'da ingiltere'de london school of journalism'i bitirdi. orta doğu teknik üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünde siyaset bilimi dalında yüksek lisansını 1988'de, aynı bölümünde doktorasını 1996'da tamamladı. televizyona 1988'de trt'de seynan levent ile başladı. 1989'da 32. gün'de çalışmaya başladı.

köşe yazarlığı 1994'te aktüel'de başladı. aynı yıl günlük köşe yazıları yazmaya başladığı yeni yüzyıl gazetesinde beş yıl çalıştı. 1999 ocak'ından 2001 ocak sonuna kadar sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 2001 ocak ayından beri milliyet gazetesinde, ada başlıklı köşe yazısı yazdı. ancak 1 ağustos 2013 tarihinden itibaren milliyet gazetesiyle yolları ayrıldı.[2] milliyet'ten ayrıldıktan sonra birgün'de doğan tılıç'ın köşesinde bir ay boyunca haftada üç gün yazdı. dündar, 25 ekim 2013 tarihinden beri cumhuriyet gazetesinde yazıyor.


  1. can dündar'ın öso'ya giden silahları haber yaptığı için hedef gösterilmesinin ardından kendisine destek verenlerin, tsk'nın öso ile müttefikliğiyle savaşa girmesini destekleyenlerle benzerliği insanı dehşete düşürüyor. gerçekten erdoğan nerenize dokunacağınızı biliyor.

    hayatında hiçbir şey için yapıcı tepki göstermemiş insanların, ağzından salyalar akıtarak "kızıl elmaaaaa" diye bağırması, örgütlü cahilliğin ne denli bedbaht bir tarafıdır. nasıl böyle "muhalif" kisvesi için gösterilen politik tavırdan, "devletin bekası" numarasına düşüp tek bildiği "onlaaaarr...." olan insanların kitlesine karıştınız çok merak ediyorum.

    emekliler, khk ile ihraç edilenler, zamlar, ölümler için tek laf etmez, ama "terör sevicilere dert olmuş" (yahu insan bu cümleyi kurarken düşünce gücünü değil de neden refleksini kullanır) demesini iyi bilir. kendisi nasıl bir altın kaşıkta doğmuşsa bilmiyorum ama bu noktaya zorluk çekerek gelmişse durum daha kötü.

    benim payım bu arkadaşım. yanlış olanı söylemek. siyasileştirmeden politik tavrımı korumak. bulunduğum her alanda yanlış olduğunu düşündüğüm şeyi konuşmak. değerlerin ortaklığı gibi bir illüzyona düştüğüm için beni affedin ama nasıl açlık grevlerinin, aslında muhalefetin vicdanını ve örgütlenmesini, tepki göstermesini dürtmesi temelinde bir eylem olduğunu düşünüyorsam, herhangi bir özgürlükçü düşüncenin de aslında iktidara karşı değil muhaliflere karşı bir söylem olması gerektiğini de düşünüyorum.

    Edit: ben bu satırları yazdıktan birkaç saat sonra, fehim taştekin öso ve içeriğine dair bir yazı yazdı.