1. baritondur veya tenordur falan diyemediğimiz insan.
    kontrtenor bile şarkı söyleyebiliyor.

    2005 yılındaki bir röportajından kesit,

    + neymiş yani sesiniz? bas mı, bariton mu, tenor mu?

    - "sesim bas, bariton, tenor, kontrtenor, alto, soprano... hepsi benim sesim. bir tek sesim yok benim. zaten onlar da sesimde bir tuhaflık olduğunu fark ediyorlar ve beni istanbul'da önemli bir ses doktoruna gönderiyorlar. fazıl say randevu alıyor benim için. ve doktor şaşırıyor. çünkü ses tellerimin normal insanınkinin üç katı uzunlukta olduğunu öğreniyoruz! herkes çok şaşkın. fazıl bey, ibrahim bey, doktor..."

    bilkent'e giriş hikayesidir bu.

    not: ses telleri normal insanın 3 katıdır. sesi değil. sesi de 4,5 oktavdır ki çok geniş bir aralıktır. zaten bilinen en yükseği, 6 oktavlı adam lopez'dir.
    benim şaşırdığım şey ise; bu şekilde sese sahip olanların, (örn:freddie mercury,pavarotti ,whitney houston..) ses nodülleriyle hep bir problem yaşamasıdır. cem adrian'da ise öyle bir durum olmadı daha. belki de yaşından ötürü.
  2. Konserleri albümlerine nazaran daha da mükemmel olan sanatçı. Sanatı sanat için icra eden, popülerist akımdan uzak, kendi akımını oluşturup bunu başaran dünyada ki çok az sanatçıdan birisi. Boşuna " tuz kral " denmiyor. bir konser kaydı tuz kralın..
    sekiz
  3. kendisine olan sevgimi hayranlığımı dile getiren uzun bir girdi yazmıştım ama taslaklara kaydedememişim yazık oldu.

    sesini, sözlerini, duygusunu, müziğini, duruşunu, tavrını her şeyini sevdiğim sanatçı. lakin müzik sektöründen çekildiğini duyurdu. müziği değil sektörü bırakmış ama olsun yine de bir hüzünlendim.

    açıklaması şöyle
    !---- spoiler ----!

    Sevgili dinleyenlerim ve tüm ilgilenenlere... Profesyonel müzik hayatımın 11. Yılında kendimi ait hissetmediğim ve tam olarak da asla içinde var olmayı başaramadığım, başarmak da isteyemediğim bilinen müzik sektörüne bir şekilde veda edip kendi bağımsız müzik dünyamın kuruluşuna dair yazımdır. Bu karar binevi müziğe değil müzik sektörüne vedamdır. Artık müziğimi tamamen kendi yapım olan kaynaklarımdan sunmaya ve paylaşmaya karar verdim. Bu karar doğrultusunda müzik marketlerden ve bir çok dijital müzik platformundan çekiliyorum. Yani artık albümlerimi müzik marketlerden edinemeyecek (marketlerin stokları bitince) ve müziğime de bir çok digital platformdan erişemeyeceksiniz. Ancak her zamanki gibi radyo, tv ve yazılı basından uzak, tamamen kendi yapımı oluşturacağım yeni bir sistemle, başka bağlarla birbirimize ulaşacağız. Tüm sosyal medya kanallarımız baki. Bu kararımdan sonra tüm yeni ve eski albümlere, yayınlanacak kitaplara www.ca-cemadrian.com online satış sitemizden ulaşabilecek, müziğimin djital haline size sunacağımız ücretsiz linklerden sahip olabileceksiniz. ( Albüm ve kitap yayın zamanlarını ilerleyen tarihlerde bildireceğim ) Bu bilinen müzik sektörünün kurallarının oldukça dışında olan varolma biçimim tamamen iç güdüsel bir bağımsızlık ve özgürlük dürtüsüdür. Ben ve dinleyicilerimin tüm sektörden izole olmasını sağlayacak olan bir adımdır. Bu yolda artık tamamen başbaşayız... Bu kararım doğrultusunda teknik bağlarımızı kopardığımız dostlarım DokuzSekiz Müzik ailesi, çok değerli ve her kararımda bana desteğini esirgemeyen müthiş adam Ahmet Çelenk (Ahmet abim) ve sevgili Demet Karaduman'a beraber geçirdiğimiz güzel yıllar için ve bana, müziğime olan hassasiyetleri, benim için yaptıkları ve yapmak istedikleri tüm güzel şeyler için teşekkürlerimi, minnetlerimi sunarım. Harika insanlar... Onları çok ama çoooooookkkkk seviyorum. " Bizim çok daha değerli ve sonsuza dek sürecek bağlarımız var... " Şimdilik söylemek istediklerim bu kadar... Tüm gelişmeler ve albümlerime erişim hakkındaki gelişmeleri size yine kendi sosyal medya hesaplarımdan bildireceğim. En içten sevgilerimle.

    !---- spoiler ----!

    mutlu olacağı şekilde bizi sesinden tarzından mahrum etmesin bana yeter.
    tüm anaçlığımla sarılıp "seni üzdüler mi guzuuumm" diyesim var ama çirkinleşmek istemiyorum.
  4. konserleri bırakmasın yeter. böyle bi sesten, kendine has yorumlarından mahrum kalmak çok kötü olur çünküm.
  5. şebnem ferah ile olan şarkısında "ince bir buz üstünde yürüyorum" derken bizide yanında yürüten adam.
  6. sesini olabildiğince çok alanda kullansa keşke diye beklediğim bir sanatçı. "hadi len oradan" diyebilirsiniz ancak kendisinin eskiden bende telefon numarası vardı. hikayesi epey karışık. bir sanatçının numarası var diye sevinip dururdum kendi kendime. nitekim numara kayboldu sonra. :d
  7. ilginç bir vesile ile tanışık olduğum şarkıcı.

    bir gün her zamanki gibi bir gün... alengirli işlerle uğraşıp farklı ilgi alanlarında yoğunlaşabilen, hep onun gibi olabilmek için özenilen bir mesai arkadaşım abim ile rutin olarak sabahları yaptığımız sigara-çay-gevrek (simit he) triolu muhabbetimizin eşiğinde kolundaki saati fark etmem ile değişen mevzular.

    "aga, kolundaki saat güzel, antika sanırım nereden buldun, ilginçmiş"

    "bununla plazma tv alacağım gargamel"

    "nasıl?!"

    saatlerden anlıyordu.

    "bunu cebeci bit pazarında buldum, sabah saat 4'te kalkıp pazara gittim orada terkedilmiş eşyalar arasında buldum, değerli bir saat"

    "ee..abi.. plazma, saat ne alaka?"

    "işte olay burada, 10 tl ile aldım kir pasak içinde eve gittim eşim yadırgadı ama bak hanım bununla sana tv alacağım dedim 'hadi oradan' dedi"

    "ee, abi "

    "içini açtım temizledim, sonra falanca siteye koydum saati satılık diye, biliyorum hastaları var bunun, alıcı buldum akşamüstü satacağım 1400 tl'ye"

    "kim aldı abi, ciddi misin sen ?"

    "ya gargamel, cem adriyan mı ney adı sanatçı olduğunu söyledi." cem adrian'ı bilmiyor abimiz.

    "ya bırak abi kafa mı açıyorsun, cem adrian epey ünlü bir herif" ispat olarak whatsapp fotosu gösterilir.

    "vay arkadaş ben de geleceğim"

    "gel."

    akşamüstü oldu gittik, ankara'da bilen bilir elizin cafe'ye oturduk siparişlerimizi verdik, bizim abi telefonla konuştu bir müddet, yaklaşık 5 dk sonra cem adrian geldi masamıza, oturdu.

    yaklaşık 40-45 dakika konuştuk, trink aldı saati. yüzlercesi de varmış bir kısmını hayır için açık arttırma ile satışa sunacakmış.

    meğer adamın "vintage saat" merakı varmış ve acayip derecede takip ediyormuş mevzuyu. 15 dk teknik konuşmalarla sonrası goy goy ile geçti. bizi konserine davet etti, niyeyse gidemedik. velhasıl, benim çok öle bite dinlediğim biri olmasa da gayet mütevazi ve muhabbet biri olduğunu gördüm, sevdim, iyi biri gibi geldi bana, yolu açık olsun.
  8. şimdi bu adamın sesine 35 oktav diyen var; rekorlar kitabına girdi, diyen var; dünyada başka yok, bi tek bu adam böyle, diyen de var. sesten anlamam, oktav nedir bilmem ama büyük ihtimalle şişiriyorlar. hissediyorum çünkü. 15'lik, göğsü yeni tomurcuklanmış ya da taşağı yeni yeni soğukta büzüşen bir ergen gelip de "cem adriyan yaaaa. dünyada başka yokmuş biliyon mu" dediğinde istemsizce "la bi siktir şurdan" diyesim geliyor. muhtemelen de haklıyım. uzman yok mu beni aydınlatsın bi zahmet
    yok
  9. ses aralığı öyle 7-8 oktav değil de yanlış hatırlamıyorsam 4. 4-5 oktav imiş.
    medya abarttı diyordu kendisi.
    ama normal ses aralığı (kafa sesi, falsetto sayılmazsa)
    daha düşüktür ama herif yetenekli.
    çoğu şarkısı bir enstrüman ve kendi sesini değişik şekillerde üst üste kaydetmesiyle yapılmış zaten.
    ayrıca saksafon sesi falan çıkarabiliyor diye biliyorum.
    ama ilk dönem balondu.
    şöyle düşünürsek de mükemmel müzisyen oluyor.
    piyasaya bakıp ona göre değerlendirirsek baya iyi oluyor.
    yoksa gerçek müzik diye tabir edeceğimiz işler arasında vasat müzisyen.
  10. gecenlerde cem adrian dinlemedigim icin linc ediliyordum. muzikle cok arasi olan bir insan degilim, dinledigim seylerde yuz yillik sarkilar zaten. yeni birilerini dinlemek, yeni gruplar sarkicilar kesfetmek bana biraz luks. muzik zevkim gunumuze ayak uyduramiyor nedense.

    neyse konu nasil cem adrian a geldi bilmiyorum ama agzimdan cikiverdi. biraz cinsiyetci gozukebilir ama erkek dinleyici pek sevmiyor bildigim kadariyla demis bulundum. karsimdaki oyle bir savunmaya gecti ki yok neymis “biz kadinlar gercek hayatimizda bulamadigimiz cinselligi onun sarkilarinda icten inleme gibi gelen seslerde mi buluyoruz demek istiyorsun”. ooo olay nereye geldi dedim uzaklastim ama cem adrian dan olay nasil cinsel yokluga geldi kafami karistirdi. bunula ilgili bir tartismami vardi ben mi kacirdim. cem adrian dinleyen erkek gormemek benim sucum mu?