1. çocuğun psikolojisindeki travmanın etkisini hafifletebilmemiz için onu yıllarca yüksek refah içinde yaşatmamız gerekiyor ki bunların başına gelmeyeceğine inanabilsin; fakat bu ülke bunu her fırsatta övülen istanbul'da bile sağlayamıyor, üstüne terör bölgesinde doğup bir de devlet tarafından böyle müdahalalere maruz kalmış olması "insanlık ayıbı" türünden bir şey. burada uzun ve açıklayıcı şekilde yazılmış şeyleri tekrar etmeme gerek yok sanıyorum. ama bu bir hastalık değil, belirti. topallamak kötüdür, yürüyüş hızınızı azaltır, fakat ayağınıza saplı bir çivi olduğundan topallıyorsanız bu yürüyüş hızınızdan katbekat büyük bir problemdir. bu bağlamda esas sorunumuz ne yazık ki "çocukların karnında bomba arayarak terörle mücadele etmek" değil, "çocukların karnında bomba arayarak terörle mücadele edecek kadar terör tehdidi içinde boğulmuş olmak". böyle bir durumda bile önceliği çocuklarımıza, kardeşlerimize veremiyoruz ne yazık ki.

    gelelim videonun paylaşılmasına. ("çekilmesine" demiyorum, sebebi aşağıda.) video, paylaşanlarca bir provokasyon, propaganda aracı olarak kullanılmak istenmiş olabilir, hatta buna sızdırma dersek orada bunu sızdıran kişinin (muhtemelen yetkililerden biri) ciddi ciddi fetöcü olması bile söz konusu olabilir, ki bir savunma gücünde terörist varlığı ihtimalinin akıllara gelmesi de ayrı bir tartışma konusudur. belki de sadece günlerini o savaş alanında geçiren ve hayattan bezmiş birine aittir, veya paylaşan cidden faşisttir. videonun çekilmesine gelirsek, eylemlerini kayıt altına almakla yükümlü tutulup tutulmadıklarını bilmiyoruz. olayın kendisi bir toplumsal sorun olsa da, paylaşımın kendisi de bu videonun normalde muhatabı içişleri bakanlığı olacaktıysa bile halka yayılmasıyla bir toplumsal sorun daha yaratıyor.

    bu bağlamda sorular ve söylenecek şeyler çıkıyor ister istemez:

    -terörle "komuta edilen" değil "komuta eden" düzeyinde mücadeleye ne zaman ve nasıl başlayacağız?
    -ineklerin, hatta insanların midesinde uyuşturucu taşınan bir dünyada, birçok canlı bombanın olduğu bir ülkede, bu çocuğun kandırılıp bombayla salınmadığının garantisini kim verebilirdi^:d1^? şimdiye kadar yapılmadıysa bu yapılmayacağını gösterir mi? (belki halk desteğini tehlikeye sokar diye yapmazlar, fakat çocukları sevdiklerinden uzak duracaklarına ben inanmıyorum, çünkü "bebek katili" diye lakaplı bir mahlukattan söz ediyoruz.)
    -bu videoyu kim çekti, kim paylaştı? neden^:d2^?

    şu haliyle, elimizde yeterince bilgi yokken -ki o bilgi elimizde asla yoktur, yakılan asker videosunun ardından bunu net bir şekilde gördük- kimin neyi hangi güdüyle yaptığını söylemek güç. olayın her boyutu farklı bir acı sonuca çıkıyor ve bireysel anlamda o kızın mutlaka rehabilite edilmesi gerektiği gerçek, fakat yapılanın kendisi şu geldiğimiz durumda çok mu yadırganası bir şey? duygusal/fevri bir söylemde bulunmak ve sivrilmek, sadece olayın yeterince geniş bir bakış açısıyla değerlendirilmesine engel olacaktır. bunu değerlendirmesi gereken biz olmayabiliriz fakat makam sahiplerinin yıllardır bu konuda başarılı olamadığı bir gerçek, o yüzden şimdiden kendimizi alıştıralım, belki bir gün insanlara bir şeyleri anlatmamız şimdikinden daha fazla^:d3^ gerekirse lazım olur.

    d1: verebilir > verebilirdi
    d2: "neden"i ekledim.
    d3: "şimdikinden daha fazla"yı ekledim
  2. güçlünün güçsüze zalimlik yaptığı gibi bir iddia varsa bu tarafsız kuruluşlarca soruşturulur, ya da soruşturulmasına izin verilir, her şeyin sahibi olan güçlünün enformasyonunun hiç bir manası yoktur. örneğin ambulansın cizre bodrumlarına yanaşmaya çalıştığı ve buna keskin nişancıların izin vermediği milletvekili düzeyinde dile getiriliyor, bakan " kontrol edemiyorum" diyor. suçlu kim?

    yukarda "he he hep mağduriyet" babında dalga geçen arkadaş, diyelim ki ikimizin de bilgisinin sınırlı olduğu bir konuda gerçeğin araştırılmasından güçlü olan neden kaçar? bm düzeyinde dillendirilmiş bodrum yakma olayında neden bir araştırma komisyonu kurulmaz? daha kendine yapılmış darbeyi araştırmaktan korkacak kadar sıkıntılı bir yapı neyi tarafsızca soruşturabilir.

    gezide insanlar havuz medyasinin ve emniyet güçlerinin 2013'ün taksiminde neler yapabileceğini gördüğünde, acaba dedi? 90lar gibi basının öldürülerek susturulduğu yıllarda neler olmuştur ve bize nasil satılmıştir.

    bugün meclisin göbeğinde anayasa ihlal ediliyor, pervasızlık hangi düzeylerde görüyormusunuz, orada başıboş bırakılmış bir jöh pöh elemanı neler yapılabilir, onu hangi kanun bağlar bir düşünün.

    kayyum gibi bir hukuksuzluk dayatılırsa buna radikal bir direnç dogar, suikastı onaylayacak değıliz hiçbirimiz ama bunlar olur, günde 1000 defa yanlış diyelim ve kınayalım, hayatı mahvedilmiş biri cıkar bunu yapar.

    çözüm sürecinin silah birakma noktasına geldiği zaman masadan kalkan devletin kendine bulduğu ceylanpinar bahanesinde bugun tutuklu sanik kalmadi, ama masadan kalktigindan beri yüzlerce insan öldü.

    her şeyin oy için yapıldığı bu güç bunalımından mazluma sığınırım, hayat kimseyi, güçlüyü zorbayı savunmak zorunda bırakmasın.

    hepimiz barış istiyoruz, hepimiz inaniyorum ki sevgi dolu insanlarız, ama bu kadar kolay reddedemeyeceğimiz gerçeklikler var, inanmaktan korktuğumuz, güçlülerin gücünü kaybetmemek için yapacaklarının sınırı..
  3. insanlar allahtan, canı bir kere yanmamışların pervasız cümlelerine bakarak, savaşı görmemiş sırtı semizlerin barış isteyenlere "sevimli gözükmeye çalışan ağlaklar" demesini önemseyerek yaşamıyor. bu konuyu sosyolojik olarak araştırmayan, empati kurmayan, toplum psikolojisinden bihaber, silahtan başka bir şeye kafası çalışmayanlarla çözemezsiniz, çözemezsiniz ve zorba bir 3. dünya faşizminde yaşamaktan da kurtulamazsınız
  4. beşiktaş saldırısında üstünde bomba olan ve onlarca polisin yaşamına mâl olan teröristin videosunu hatırlarsınız. polisler üzerine koşuyorlar ve o da polisler yanına gelince kendini patlatıp eylemini gerçekleştiriyor.

    o gün, "ah be polisim, ah be yiğidim sıksaydın kafasına ne diye yanına gidiyorsun ki..." minvalinde konuşan insanlar şimdi "insanlık suçu işleniyor, ayıp, ama o daha çocuk" tarzında konuşuyor...

    keşke "o daha çocuk" hassasiyetimizi terör örgütlerinin o sabileri, hain emellerine alet ederken de gösterebilsek... keşke türkiye'nin bir bölümünde bu tarz şeyler yaşanmasa da biz de hiç bunları konuşmak zorunda kalmasak... ama ne yazık ki, türkiye'nin gerçeği bu... hain teröristler sizin, bizim, güvenlik güçlerinin hassasiyetlerini kullanmaktan çekinmeyen utanmaz ve namussuz oluşumlar. bir çocuğun bedenine bomba sarıp sarmalayıp devletin güvenlik güçlerinin üzerine salabilecek kadar alçaklar. peki asıl soru şu: güvenlik güçleri bunun tespitini nasıl yapacak ve bu işten nasıl sıyrılacak?

    çocuk olmasından onu tehdit unsuru görmeseler ancak bu ihmal bir sürü asker/polisin canına mâl olsa, başta o çocuk paramparça mı olsa daha iyidir, yoksa üstünü aratıp gerekli sorguyu ve aramayı yaptıktan sonra hem çocuğun hem kendilerinin can güvenliğini sağlasalar mı?

    üstünü aramak yerine çekip o çocuğu vursalar, sonra o çocuk masum çıksa mı yeğdir size göre, yoksa üstü aransa mı?

    yapılan uygulamayı hakların yarıştırılması yöntemi ile değerlendireceğim:

    insanın en üstün, en kutsal hakkı yaşama hakkıdır. hatta diğer tüm hakların doğmasının ve varlığının sebebi yaşama hakkıdır. yaşama hakkının korunmadığı durumlarda diğer tüm hakların varlığı ve (sözde) korunmasının hiçbir anlamı kalmayacaktır.

    bu mahiyetten yola çıkarak, o çocuğun göbeğinin açılması suretiyle üstünün uzaktan aranması belki başka hakların ihlalini doğurabilir (doğurmuştur demiyorum, doğurabilir diyorum) ancak diğer yandan her iki tarafın da yaşam hakkının korunması amacına hizmet etmektedir.

    son olarak, keşke ülkemizde terör vs yaşanmasa, keşke çocuklar böyle şeylere alet edilmese de hiç böyle manzaralarla karşılaşmasak... çocuklar güzel bir dünyada yaşayabilse...
  5. hakkında sadece vaka analizi yapılmış. yani şöyle: bölgedeki olaylar bu tür önlemleri gerektirir ya da gerektirmez. bu mu? tebrikler gerçekten, çok güzel analiz yardırmışsın kardeş.

    kürtçülerin mağduriyet edebiyatı, denilmiş. bak önceden de şöyle olmuştu, diyen olmuş. ama çocuklar alet ediliyor da denilmiş. öncül ise "ama terör" olarak alınmış.

    anlayamıyorum, ulan ben bu insanları anlayamıyorum yav. "çünkü terörden dolayı" demek. yani bu ve benzeri olaylar gördüğümüzde yapmamız gereken şey "çünkü törör" deyip ondan sonra o süper analitik zekamızı konuşturmak olmalı.

    lan bazen alakasız konularda sosyoloji, sosyal psikoloji, hak, hukuk vs. kasan adamlar mesele türkiye'deki bir azınlığın durumu olunca "çünkü törör" diyor.

    delirmiş la bunlar.
    yok
  6. sonra o kız ve erkek çocuklar büyüyor örgütlere katılıyorlar, terörist olup eylem yapıyorlar arkalarından da küfür ediyoruz teröristler vicdansızlar dağda beynini yıkamışlar diye. hiç düşünülmüyor biz bunlara çocukken insan gibi mi davrandık yoksa direk ayrıştırıp yaftaladık mı diye.
    senin polisin askerin görevlin ufacık çocuğa böyle hatta daha da kötü davranırsa o çocuğun aklında bu utanç verici anlar yer eder, oyun oynayacağı yaşta utanmayı korkmayı öğretirsin ve ilerde de bi kuytuda ölü bulunur ya da bi merkezde eylem yaparsa sorarsın kendine biz nerde hata yaptık diye.

    senin ülkenin güvenliğini sağlama yolun ufacık kız çocuğunu soyup aramaksa olmaz olsun böyle güvenlik de önlem de
    wtf