• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.00)
Yazar Maksim Gorki
çocukluğum - maksim gorki
maksim gorki'nin bu kısa romanı, hayatının çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemini anlattığı ünlü üçlemesinin birinci kısmını oluşturur. otobiyografik anlatı türünün en beğenilen örneklerinden biri olan çocukluğum, gorki'nin rusya'nın orta kesiminde bulunan nijni şehrinde yaşadığı yılları anlatır. bir çocuğun ailesini ve insanları tanıyarak, iyiyle kötü, güzelle çirkin, şiddetle merhamet, sevgiyle nefret gibi değerlerin yaşamda, insan ilişkilerinde iç içe girdiğine tanık olarak geçirdiği bu yıllar, aynı zamanda, rusya'da sarsıcı altüst oluşların yaşandığı, 1905 ve 1917 devrimleriyle ve bütün gürültüsüyle xx. yüzyılın yaklaştığı yıllardır.

babası öldükten sonra annesi tarafından büyükbabasıyla büyükannesinin yanına bırakılan aleksey, iki ihtiyarın yanında bir yandan büyükannesinden dinî hikâyeler dinler, diğer yandan büyükbabasının ani şiddet patlamalarına tanık olur. amcaların miras çekişmeleri, doğumlar, evlilikler, müzik eşliğinde dinlenen halk efsaneleri... bir epik şiir havasıyla geçen günler aynı zamanda büyük bir yazarı ortaya çıkarmaktadır. gorki'nin olgunluk çağında anlattığı bu çocukluk hikâyesi aynı zamanda büyük bir yazarın kendi kendini tanıma çabasıdır.


  1. Bu kitaba henüz başlık açılmadığını düşünmektense, bir şeyleri yanlış yaptığımı ve doğru yere ulaşamadığımı düşünmek istiyorum.

    Çocukluğum, adından da anlaşılacağı üzere Gorki’nin doğumundan itibaren başından geçenleri anlatyor. Görüldüğü kadarıyla kendine Gorki ismini boşuna almamış. Doğduktan kısa bir süre sonra babasız kalan Leksey, annesi ile birlikte büyükbabasının evine taşınmak zorunda kalıyor. Sonrası kavga, gürültü ve keder dolu. Yazar büyükannesinden büyük bir sevgi ile bahsediyor. Bunu kitabın neredeyse her satırında görmek mümkün. Bilinçaltıma bunun bir klasik olduğunun işlemiş olmasından mıdır bilmiyorum, en başından sona kadar her cümle, her paragraf ayrı güzellikte. Tüm kelimeler kulaklarımda, sanki akustiğin güzel olduğu bir mekanda tok sesli birisi şiir okuyormuş gibi yankılanıyor. Gerçi bu Gorki’ye özel değil, okuduğum tüm Rus yazarlarda benzer etkiyi görmek mümkün. Nasıl becerebiliyorlar bilmiyorum ama yanan sobanın sıcağı, tutuşan odunların çıtırtısı, kar kokusu, atların homurtusu, yaz güneşi, hepsi gerçek. Sanki kitabı okumuyor da gerçek bir hayatta, sizi fark etmeyen karakterlerin arasında olan biteni yaşıyorsunuz. http://ucalisan.blogspot.com.tr/2015/10/cocuklugum-maksim-gorki.html
    vega