1. duvarlardan en çok da tavanlardan figürler çıkartır, onlardan korkardım. eski evler, eski boyalar, eski korkular.
  2. ben alf den çok korkardım. gece rüyalarıma girerdi. bizimkiler de bana inat izlerdi.^::)^
  3. gölgelerden çıkardığım imgelerden hayli korkardım. bir de sürekli gördüğüm tuhaf bir rüya vardı. durumdan sıkılınca kendimce çözümler üretmeye çalışmış sonunda da başarılı olmuştum. bugünleri yaşarken, vaktiyle çok büyük gelen bu korkular şu an tuhaf bir gülümseme bıraktı yüzüme.
  4. geceden, yıldırımdan, ateşten, şiddetli yağmurdan, ay dededen ve kartonpiyerin altında uyumaktan korkardım.

    kartonpiyerden, geceden ve ay dededen korkmak hayatımı kurtardı. hem de her biri bir kez kurtardı.

    o değil de bir çocuk neden kartonpiyerden korkar hala bilmiyorum.
  5. uyuyamamaktan korkmak.evet geceleri odamda tek başıma olduğum zamanlarda annem ve babam uykuya çekilip evin isikları sönünce uyuyamamaktan korkardım.niye olduğunun hiçbir mantığı yok ama böyleydi.uyuyamadıkça korkar korktukca az biraz olan uykum da kaçardı.ne numaralar yapılmadı ki.ailem uyanip beni yanina alsin diye yalandan baş ağrıları, karın ağrıları elimi boğazıma sokup kusmaya calismisligim bile var defalarca.büyük ihtimalle ablam evlenip evden ayrılınca tek kalmanın vermiş olduğu bir durum.üniversite de sabah 3 4 ten önce uyuymamış birine dönünce şimdi çok tuhaf geliyor.her sınavlara çalışırken uykum kaçsın diye bardaklarca kahve içişimde hatırlar gülerim o halime.
  6. sevilmemek diyesim geliyor ama bu korku sadece çocukluğa sığar mı ? çocukluk zamanında bile var olması onu daha korkutucu ve daha gerçek yapar belki de. çocuklar genelde çocuklar arasında büyürler ve ebeveynlerin çocuklara sezdirmeden yaptığını sandığı karşılaştırmalar ve yorumlar bir şekilde kulaklarına gelir - ne alakası var demeyin çocukluk bu ne kadarına hakimiz sonuçta - bunun dışında çocuklukta oynanılan oyunlar, hep bir kaybedenin ve kazanın olduğu oyunlar, birincinin ödül aldığı, tebrik edildiği, ikinci, üçüncü ve diğerlerinin ise bir şey kazanmadıkları için kaybettiklerini anladığı oyunlar.
    kaybeden de sevilebiliyordu değil mi ? biraz aciz, biraz zayıf, ağlamaklı bir haldeki çocukluk. bilemiyorum dostlar ama şu çocukluk korkuları gitmiyor bak onu biliyorum. galiba daha kibar bir isim - başlık - altında yine kendi korkularımızı kovalıyoruz. ben de bir korkumdan diğerine atmaya meylederken bunu fark edip durmak istedim. fazla bireyselleşmek istemiyordum ama engel olamadım.
  7. hayatımda ilk kez sims oynadığım gün oyun 3-4 saat sürmüştü ve oyunun sonunda eve hırsız girmişti.
    ondan sonra gece kardeşim ve ben rüyamızda sürekli hırsız gördük.
    o günlerde hırsızdan korkardım,şimdilerde büyümenin verdiği özgüvenle eser kalmadı.

    bir de babamın çekip gitmesinden korkardım.gerçi ondan hala korkuyorum,o daha detaylı bi konu.
    eale
  8. odamda mutfak balkonuna açılan bir kapı vardı kapının çaprazında da bi metreden yüksek bir kaktüsle deve tabanı. bir hafta kadar her gece onların gölgesini adam sandım. çiçekler olduğu anlaşılınca babamın iş yerine postalandılar bende annemlerin yanında uyumak için başka bahaneler aradım.

    hayır o kadar güzel minik çiçek varken neden deve tabanı neden kaktüs anne neden?
  9. güzel bir portakal bahçesinin içinde eski ermeni yapımı örme taştan bir evde geçti ilk çocukluk yıllarım.bu güzel kendine ait ruhu olduğuna inandığım evin tuvaleti en arka odanın en uzak ucunda bulunmaktadır işte çocukluk korkum burda devreye giriyor; aklımın erdiği yaşlardan 7-8 yaşıma kadar tuvalete ters oturdum zira bu basık karanlık tuvaletin penceresi tuvalet taşının tam üzerinde ve karanlık portakal bahçesine bakıyordu.yıllarca ordan bir yaratık gelip götümü yiyecek diye tuvalet deliğini izleyerek sıçtım
  10. klasik olan karanlık ve yatağın altındaki öcüleri elbette bir kenara bırakıyorum. gerçek korkulardan bahsetmek gerekir bence. oralara girersek bebekken gölgemizden bile korkmuşluğumuz vardır.

    birini kaybetme korkusu. birden çekip gitmesinden korkardım çevremdekilerin. babam işi sebebiyle uzun süre şehirdışına gittiğinden midir neden bilmiyorum bu korku vardı bende. sonradan sevdiklerimi kaybetme korkusuna bıraktı yerini. birden sevdiğim birinin hayatımdan çekip gideceğinden korkar oldum.

    bir de yüksek hız korkusu. küçükken çok korkardım. yükseklikten değil de hızdan çok korkardım. kontrol kaybı ve kaza riski hep korkuturdu beni. hala daha roller coaster tarzı aletlere bindiğimde çocukluktan kalma o korkuya kapılıyorum bazen.
    jimi