1. annemin çeyizlik sandığını açtığımızda yüzüme vuran biraz naftalin biraz rutubet kokusu.
  2. ev sabunu. kostik ve kullanılmış zeytinyağıyla yapılmış sabunla yıkanan bir saçın kokusunu hiçbir şampuan geçiremezdi.
    ev makarnası. yumurta ve undan oluşan hamur yufka haline getirilip evin her yerine serilirdi. 1 saatlik kurumanın artından ince ince kesilirdi, ardından evin bir odasına serilirdi. kurumaya bırakılan makarna, evi 1 hafta boyunca yumurta kokuturdu. tarhanada da benzeri geçerli. evin bir odasını 1 hafta boyunca soğan ve biber kokusu işgal ederdi.

    şişe domates, salçalık, kurutulmuş biberler... diye uzayıp gider bu liste.

    yiyeceğin veya kullanacak olduğumuz bir çok ürünün kokusu bir nevi canlılığıydı, doğallığıydı. yıllar geçtikçe insanoğlu gibi ürünlerin de doğallığı ve masumluğu gitti, geriye sadece çocukluğumuzda hatırladığımız kokular olarak kaldı.
  3. lahana bebek kokusu. bilen bilir böyle şişko bebeklerdir bi dönemin modası. kendine has bir kokusu vardır.

    tatillerde eve geldikçe koklarım ara sıra geçmişte saçları taranmadığı için sinir olduğum günleri, üşümesin diye yatağımı verip yerde yattığım kışları hatırlarım.
  4. ısıtılmış kahveli süt
  5. bi surup vardı turuncu onun kokusu, hala arada bir denk gelirim, tatlı tatlı kokar burnuma.
  6. rutubet.
  7. arı mayalı silgi kokusu.