1. katılmadığım eylem. hatta tam tersini savunuyorum ben, o kasvetli boş günleri aydınlatacak, insanı soluduğu o uğursuz havadan çıkartabilecek şeylerden biri de o muhteşem kitaplar değil mi?
    jan
  2. bazı kitaplar var, hem yazarından hem sağdan soldan duyumlardan biliyorum ki muhteşem bir eser. fakat o güzelim kitapları oturup bu kasvetli, boştan günlerde, hayatımın pek de memnun olmadığım bir döneminde okuyarak hiç etmek istemiyorum. işte bu durumda biriktirmek devreye giriyor, okumuyorum onları başka şeyler okuyorum onların da zamanı gelecek, belki şöyle bir ırmağın kenarında, baharın en güzel zamanında, semaverimde çayım kaynarken okurum.
    abi
  3. itiraf ediyorum ben yapıyorum bunu. kar yağarken okuyacaklarım, yazın sıcağında okuyacaklarım, deniz kıyısınıhavuz kenarını bekleyenler vs.
    bu geleceğe inanç duymamı sağlıyor, güç aldığımı hissediyorum. mesela az önce arkadaşımdan 'istanbula gelince sinemaya gitme' sözü aldım. bekleme salonunun fotoğrafını attı. duvarları cennet gibi kitaplarla kaplı. orada okumak için bir kitabı ayarladım şimdiden. o günün gelebileceğine inanmayı istiyorum. umutsuzluklar içinde umut ediyorum.
  4. duygusal bir eylem.

    kenara köşeye kitap saklamayı, nasılsa okurum diye kitap almayı ben de yapıyorum. param varken alayım diye materyalist yaklaşıyorum hatta. ama en nihayetinde kitap. inanç ve güç vermesini bekliyorsak üzgünüm ama ya hayattan zevk almıyoruz ya da ufak hollywoodvari hareketleri seviyoruz. kaliteli kitap da önemli mesela. çünkü bu tip hareketler yapmamızı da engeller çoğu kitap.
    ayrıca paris'i gezerken kitaplık olan giyim mağazaları görünce ben de baya şaşırmıştım. sonra baktım ki her mağazanın vitrini çok güzel aksesuar ve kitaplarla dolu. gelişmemişlik bende demek ki diye devam ettim. duygusallaşmadım. saçmalamayalım.
    sezgi