• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.88)
damızlık kızın öyküsü - margaret atwood
bir kadın bir sabah kalksa, işe gitmeden önce her zaman sigara aldığı dükkana uğrasa ve kendisine kredi kartının geçerli olmadığı söylense, ardından işten atılsa ve bunların sadece kadın olduğu için başına geldiğini öğrense neler hisseder?
evet, olan olmuştur. bunca mücadele boşa gitmiştir. kadın gene erkeğin bakımına muhtaç, ona hizmetle yükümlü bir yarı köledir. hükümranlığı eviçi ile sınırlandırılmıştır. üstelik artık ortada fazla çocuk da yoktur. hava kirliliği, kimyasal atıklar, nükleer sızıntılar kısırlığa yol açmakta, doğan az sayıdaki çocuk ise sakat olduğundan imha edilmektedir. bu durumda kadın koloniler'e gönderilmek, hizmetçilik ya da fahişelik yapmak dışında dördüncü bir seçenekle karşı karşıyadır: komutanlar'a sağlıklı yavrular üretmek. (kitap yurdundan alınmıştır)


  1. (bkz: youreads eş zamanlı kitap okumaları) kapsamında dün bitirdiğim kitap. ancak bu kapsam dahilinde yaptığım okuma faaliyeti bir ödev hüviyetine bürünerek, koşullanarak okumama neden olmadı. buna özellikle dikkat ettim, etmeye çalıştım. zorunluluğun sınırlarıyla kesişimsiz bir kümede bağımsız eylemin sonuçlarının yoğunluğunu sağlamak için çabaladım.

    atwood'un biçeminde gördüğüm ve algıladığım kadarıyla kısa cümleleri ayrıntıların derinliklerine inebilmek için etkili bir araç olarak kullanmış olmasıydı.
    distopik bir düzeni anlatan kitap aslında çok da uzak olunan bir durum değil gibi. zaten radikal dinciliğin egemen olduğu toplumlardaki kadınlar bu kitaptakine doğru evrilen bir işkence içerisinde devam etmekteler hayatlarına. mesela kitaptaki kadınlara giydirilen kıyafetler bana çarşaf, burka vs gibi giysileri direkt olarak anımsattı. bunların dışında pek çok distopyada ya da totaliter rejimde ortak olan durum yine bu romanda da geçerliydi ki şudur o:
    ne kadar sıkı, korkunç, ezici,umutsuz gözükürse gözüksün her zaman insanlar kötülüğün egemenliğine karşı bir direnç oluşturuyor ve hangi distopya ya da totaliter rejim olursa olsun; şöyle ya da böyle, görünerek ya da görünmeyerek her zaman direnebiliyor ve kendisine dayatılanlara hayır diyebilme onurunu elden bırakmıyor. mayday yeraltı örgütü de burada gilead toplumunda hayır diyebilenleri ve köleliğin ruhuna işlemesine itiraz edenleri gösteriyor, sembolize ediyordu. ayrıca yasakların çiğnendiği, sistemin baskısından kısmen de olsa uzaklaşılan oda sahneleri, bende 1984 romanındaki odada gerçekleşen benzer sahneyi (sistemin yasakladığı eylemleri orada özgürce yapabilme) çağrıştırdı.

    biraz da alıntı yaparak bitirelim:

    !---- spoiler ----!

    & uyuşturulmuş hissediyorum kendimi. bu olasılığı hesaplıyorum. belki de bana ilaç veriyorlar. belkide yaşadığımı düşündüğüm hayat paranoyak bir kuruntudan ibarettir. umut yok. nerede olduğumu biliyorum, kim olduğumu ve günlerden ne olduğunu. böylece sınırlıyorum kendimi, aklım başımda. akıl sahip olunacak değerli bir şey; bir zamanlar insanların para biriktirdiği gibi biriktiriyorum onu. saklıyorum, zamanı geldiğinde, elimde yeteri kadar olacak.

    & bir şeyi tastamam gerçekleştiği biçimiyle anlatmak olanaksızdır, çünkü anlattığınız şey asla tam olmaz, daima bir şeyleri atlamak zorunda kalırsınız, bir alay ayrıntı, taraf, karşıt akım ve ince ayrımlar; şu ya da bu anlama gelebilecek bir alay hareket, asla tam olarak betimlenemeyecek bir alay biçim, havada ya da dilin üzerinde bir alay tat, ara renkler, bir alay.

    & gereksindiğim şey bir bakış açısı. derinlik yanılsaması, bir çerçevenin yaratacağı, düz bir yüzeyde biçimlerin düzenlenişi. bakış açısı gereklidir. yoksa sadece iki boyutla kalırsınız. yoksa yüzünüz bir duvara bastırılmış yaşarsınız, her şey devasa ön planda oluverir, ayrıntılar, yakın planlar, saçlar, çarşafın dokuması, yüzün molekülleri. deriniz bir harita gibi, boşunalık diyagramı, hiçbir yere varmayan ince yollarla çaprazlanmış. yoksa anın içinde yaşarsınız. bu da olmak istediğim yer değil. ne var ki bulunduğum yer burası, bundan kaçış yok. zaman bir tuzak, ben de içine düştüm.

    & tümüyle küçümsenemez dik başlılığın kanıtı ( hoşuma giden bir tamlamaydı)

    & tarih çalışmalarından bildiğimiz gibi, hiçbir yeni sistem eskisinde bulunan birçok unsuru bir şekilde işe koşmadan dayatamaz kendisini: tıpkı ortaçağ hristiyanlığında pagan unsurların varlığına şahit olmamız ve rus "kgb" teşkilatının kendisini önceleyen çarlık gizli servisinden evrimleşmesi gibi.

    & etkili bir totaliter sistemi ya da aslında herhangi bir sistemi kurmak için, kaldırdıklarınızın yerine başka çıkarlar ve özgürlükler sunmanız gerekir, en azından ayrıcalıklı bir azınlığa.

    & gücün kıt olduğu yerde birazcığı bile baştan çıkarıcıdır.

    & bütün tarihçilerin bildiği gibi, geçmiş devasa bir karanlıktır ve yansımalarla doludur. ondan gelen seslere ulaşabilir bize; ne var ki, bize söyledikleri şeyler, içinden çıktıkları dölyatağının belirsizliğine bulanmıştır. dahası ne denli çabalarsak çabalayalım, kendi çağımızın daha aydınlık ışığı altında, anlamlarını her zaman tam tamına sökemeyebiliriz.

    !---- spoiler ----!