• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.38)
das boot - wolfgang petersen
özel bir operasyon dahilinde ingiliz savunmasını yok etmeye giden bir alman denizaltısı, hedefine yaklaştığı sırada beklenmedik bir ingiliz atağıyla kapana kısılır. bir yandan bu zor durumdan kurtulmaya çalışan mürettebat kendilerini savaş ve insan kavramını sıkça sorguladıkları bir can pazarı içerisinde bulurlar.


  1. okyanusun dibi kadar derin bir film bu yüzden tek mekan ve 3,5 saat olması hiç göze batmıyor.
    askerlerin yüzünde ki endişe ve görev aşkı çok iyi yansıtılıyor filmde. yönetmen denizcilerin nazizim ve hitlere karşı eleştirel ve sorgulayıcı bakış açısını filmde sunmuş gerçekte de böyle mi yaklaşım var merak ettim. filmde denizcilerin nazizim' e karşı olan bu tavırlarından dolayı daha önce izlediğim nazi dönemi filmlerine kıyasla fazla heil hitler duymadim, belki de bundan ötürü çok sıkmıyor film.
    !---- spoiler ----!

    ingiliz destoyerların gönderdiği ses dalgaları bölümünde kaptan ve mürettebat gibi çok gerildim.

    !---- spoiler ----!
    son olarak film bittikten sonra alman malının özellikle de makinelerinin ne kadar sağlam olduğunu bir kez daha anlamış oldum.

    filmin finali sevdiğim bir tarz olmuş. beğendim tavsiye ederim.
  2. favori filmlerimden, yazmamışım hakkında...

    film bize takrar gösteriyor ki, bireysel savaş suçları hariç, herhangi bir savaştan ve onun sonuçlarından herhangi bir askeri sorumlu tutmak mümkün değil... savaşmayı seçen değil, savaşmaya mecbur bırakılan insan suçlu olamaz...

    !---- spoiler ----!
    askerde mantık aranmaz sözünün doğru uygulamasını gördüğümüz bir kaç sahne barındıran film... intihar olduğunu bile bile, mantıklarını bir kenara koyup, emre itaat ederek kalkıştıkları cebalitarık geçişi misal...
    !---- spoiler ----!
  3. abartı olmaz sanırım, ikinci dünya savaşı konulu izlediğim en iyi film. kesinlikle izlemelidir.
    klostrofobik bir etkisi olduğu doğru ancak sanırım beni asıl geren unsur filmdeki uzun, sessiz bekleyiş sahneleriydi. bittiğinde balkona çıkıp derin derin nefes aldığımı hatırlıyorum.
    mesut