• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.70)
Yazar platon
devlet - platon
platon, felsefenin klasik yapıtlarından biri olan devlet'te, bugünkü üniversitenin öncülü sayılan akademia'nın kurucusu ve hocası sokrates'i konuşturduğu diyaloglarla ideal devletin nasıl olacağını anlatıyor. platon'un insanların mutlu olduğu bir bir devlet ütopyasını anlattığı 10 kitaplık devlet, aynı zamanda "mutluluk felsefesi" üzerine yazılmış bir metin olarak da kabul edilir. günümüzdeki devlet felsefesi konusunda en temel kaynaklardan biri sayılan devlet, bir dost evinde yapılan felsefe toplantısındaki konuşmalardan, tartışmalardan oluşur.platon'un kanaatkâr işçi sınıfının üreterek maddi ihtiyaçlarını karşıladığı, cesur bekçilerin güvenliği ve dışarıya karşı devletin varlığını savunduğu, bilge yöneticilerin yönettiği bu ütopya devletinde her sınıf erdemlidir.devlet'te, adalet, iyi-kötü, doğruluk, eğitim ve gücü, eşitlik, güçlülük ve haklılık, yöneticilik, mutluluk, zenginlik, sanat eğitimi, yasaklar, müzik, beden eğitimi, devletin ne olduğu ve değerleri, devlet biçimleri, devlette kadın-erkeğin rolleri ve eşitliği, çocuk eğitimi, filozofun ne olduğu, filozofların bozulması, demokrasi, insan gibi onlarca konudaki insanlık durumunu okuyoruz.(tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. kitapta herkesin işini doğru dürüst yapması gerektiği vurgusu hariç 2015'in dünyasına uydurulacak pek bir şey bulamıyorum. eskiden koruyucular adı verilen sınıf artık bugün sadece göstermelik. savaşlar daha derinden ve kan akıtmadan (son aşamaya kadar) devam ediyor. kan akacaksa da asker değil sivil kanı akıyor zaten o da ayrı bir şey... çiftçiler denen insanın temel ihtiyaçlarını karşılayan kişiler ise çoğunlukta değil, azınlıkta. ve onlar da sadece çiftçilikten para kazanamıyorlar. dolayısıyla platonun "herkes tek işi, kendi işini yapsın" fikrine de uyuşmuyor. idarecilerden bahsetmek bile istemiyorum...

    şüphesiz kitapta en sevdiğim kısım, platon'un insanı incelemeyi bırakıp devletleri incelemeye karar verdiği kısımdı. şuradaki mantık, sorularla muhabbeti istediği yere çekmesi. çok mükemmel geliyor bana.

    "
    - peki yakındaki bir nesneyi görmek uzaktakine göre daha kolaydır değil mi? çünkü yakındaki nesne daha büyüktür
    + öyledir elbet
    - o zaman çoğu görmek, azı görmekten daha kolaydır da diyebiliriz. çünkü çok olan şey, azdan daha büyüktür
    + şüphesiz dediklerinden bu çıkıyor.
    - peki o zaman eğriliği ve doğruluğu tek bir insanda aramaktansa, şehirleri inceleyelim. böylece olan biteni daha rahat görebiliriz.
    "

    ve macera başlar...