filmde geçen "bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz" lafı, filmin yönetmeninin babası özden örnek'in başına gelenler düşünüldüğünde (milgem projesine büyük emek veren örnek paşa balyoz vs davalara bulaştırılarak hapse atılmıştı). daha anlamlı olmaktadır.

!---- spoiler ----!

ayrıca sanat yönetmenini tebrik etmek istiyorum. eskişehir'i ve tülomsaş'ı bilen seyirciler (yani anneannem) fabrika ve lojman sahnelerinin aslına çok benzetildiğini belirtmişti. beykoz deri kundura fabrikasına tülomsaş ve lojmanlarını olduğu gibi taşımak büyük özen. yalnız bazı noktalarda şehri bilenlere batan yerler oluyor.

* genç mühendis necip'in karısı doğum yapacağı zaman hastaneye jandarma jipiyle götürülüyor. halbuki necipler istasyon lojmanlarında oturuyor; gittikleri hastane de hemen lojmanların bitişiğindeki tcdd hastanesi. bu kadarcık yol için araca gerek yoktu.

* selçuk yöntem'in oynadığı latif abi, tülomsaş nizamiyesine geldiğinde "garda bekle bekle helak oldum" diyor. halbuki garın hemen bitişiğinde fabrika var. yıllardır tcdd'de çalışan biri, ddy'nin en önemli fabrikalarından birinin yerini bilmez olur mu hiç?

* finale doğru, ünlü benzin emri geldiği zaman halit ergenç, şefe "ne yapalım" diye soruyor. "meclise gidecek kadar benzin bırakırız" cevabı geliyor. yalnız film boyunca bu araçlar fabrikadan çıkmadı ki? fabrika bahçesi ne kadarlık bir yer de 100 kilometredeki ortalama yakıt tüketimi hesaplandı ve buna göre benzin konuyor? repliği orijinalindeki gibi "ankara garında çeyrek depo benzin koyalım, sonra bir benzin istasyonunda tamamlarız" diye verip, sonra meclis önünde "ya kremrengi aracı benzinliğe götürdük ama siyah araç konvoydan çıkamadı, aha ibre de sona vurdu, eyvah" diye bir iki replikle toplamak daha düzgün olabilirmiş.


!---- spoiler ----!