1. felsefe bilgi peşinde koşar, bilgiyi arar çok doğru. ama felsefe sorgulama üzerine kuruludur. bunu argümanlardan çok sorularla yapar. varlık felsefesini irdelediğinde din felsefesine ihtiyaç duyarsın. din dendiğinde çok sınırlı bir anlam kullanılmamalı. din tüm inançlar ve ritüelleri tanımlamak için kullanılır. bilinen pek çok filozof dindardı. şu anki algımızla anlayamayacağımız derecede. platon'un iskenderiye'ye ya da plotinos'un mısır'a seyahat ettiği saklı bir şey değil. oraya felsefe okullarını görmeye gittiler. felsefe ve manastırlar birbirinden kesin sınırlarla ayrılmamıştı. başka bir örnek de ortaçağ. tüm ortaçağ felsefi metinleri rahiplerin elinden çıkmıştır. ortaçağ felsefesi diye betül çotuksöken'den okuduğumuz yazılar kilise babalarının yazısı. arada net bir çizgi yine yok.

    dinde sorgulama olmaz evet dogmatik. ama hermeneutikten de mi bihaber olur insan? dünyaya indirildiği söylenen o dinin koşullarını, sistemini eleştirmek, sorgulamak da felsefeye dahil. perspektifi geliştirmek lazım. bunun felsefesi olmaz ne saçma ne kadar ülkeye özgü bir yorum. kant'ın kemiklerini sızlattık.
    sezgi
  2. böyle bi' şey olmaz.

    çok güzel bi alıntı yapıcam size, siz de neden olamayacağını anlayacaksınız. bakınız:

    "felsefe bilginin peşinden koşmaktır. hakkındaki ilk ve tek kaynak 1500 yıl önce yazılmış bir kitap olan konunun neyini tartışacaksın neyinin felsefesini yapacaksın ki yapmaya çalışsan kuranı sorgulamak günah en başta. bugün uydularla teleskoplarla gördüğünüz şeyleri kurandaki bazı yerlere benzetip aha her şey içinde yazıyor diyorsunuz. atomdan bahsediyor diyorsun kuranda buzullar var mı? dinozorlar var mı? kar yağışı var mı? ya da kısaca arapların gördüğünden fazlası var mı? daha indirildiği dünyanın yarısından bahsetmeyen ama yemeğini hangi elinle yiyeceğine evlatlığının karısı ile evlenebileceğine hüküm veren bir kaynak ama sana göre içinde her şey yazıyor ve bunun felsefesini mi yapacaksın? "