1. din ile de sınırlandırmanın yanlış olduğu davranış biçimi.
    öncelikle her insanın farklı olması ve inandıklarının da doğal olarak farklı olması, kaçınılamaz bir olgu ve bunun için tartışma ihtiyacı hissetmiyorum bile.
    yargılamak iki yönlü bir eylem. aynı düşünce yapısına sahip olmadığınız bir insanın inandıklarına, ideolojilerine, hatta ve hatta en sevdiği renge dahi hakaret içerikli bir yorum yapmak, dalga geçmek, o kişinin henüz olgunluğa ulaşmadığına, hala çok yolu olduğuna ve bu nedenle önemsenmemesi gerektiğine inanıyorum.
  2. katiyen özgürlük değildir.
    eğer özgürlük ise dindarların dinsizlere aynı şeyi yapması da özgürlük olacaktır ki burada da kimse hak ihlali olduğunu iddia etmesin o zaman. kabul mü? bence değil.

    her iki durumu da tasvip etmediğimiz davranışlardan biri.
  3. bir ateist olmama rağmen inançlı insanlara saygı duymam gerektiğini biliyorum. onların benim görüşüme karışmasına,yorum yapmasına izin vermeyeceğim gibi onlar da aynı şekilde dalga geçilmeyi hak etmiyorlar.
  4. bazı yeni yetmelerin egolarını tatmin etmek için yaptığı aptalca eylem.
  5. ekşi'den linkini bulduğum youreads'e girer girmez beni karşılayan ve bu siteye karşın direkt sempati duymama neden olan başlıktır.

    belirli bir din üzerinden değil de daha geniş açılı ve biraz da objektif bakıldığında gayet de mantıklı olduğu görünen bir eylemdir. zamanında insanların birbirlerini bin yıllarca katlettiği zeus veya ra gibi tanrılar; şu an bilgisayar oyunlarında şimşek atan karakter olarak nasıl gösterilebiliyorsa -bînevi dalga geçiliyorsa- dinler de bu şekilde gösterilebilir. hayali bir canlıya ve onun "benim kurallarıma uyun, yoksa yanacaksınız." dediği sosyolojik kurallar(!) bütünü olan dinlerine ve bunların kitaplarına bakıldığı zaman, dağlardan indirildiği tarihi gözeterek yazıldığı aşikârdır. işte bu aleni bir şekilde insan eliyle yazılan kitapların getirdiği dinle de dalge geçmek bir o kadar tatlıdır.
  6. dinin bozulması, yozlaşması veya normalde o dinde olmayan durumların, inanışların bir şekilde yaygınlaşması sonucu ortaya çıkan manzarayla dalga geçenleri de mevcuttur. sıkıntı bunlar dinle dalga geçtiklerini sanmaktadırlar, halbuki zaten dinde olmayan şeylerle dalga geçmektedirler. ama öyle bir haldir ki bu duruma sarılıp içten içe gerçek dinden kaçma çabası vardır sanki. bende isterdim isviçrede doğayım ölmeden önce son dakika müslüman olayım ama yapacak bir şey yok.*
    ayrıca kur'an a inanan birisi olarak bu tartışmaları inanan açısından da inanmayan açısından da gereksiz buluyorum. kur'an da anlatılanları biraz anladıysam zaten kur'an allah'a inanmayı ilk koşul olarak gösterir ve bu hayatın insanın ve şeytanın bir mücadelesi olarak ortaya koyar. insan şeytana rağmen allah'a inanacak mıdır veya inanmaya devam edecek midir? olay budur. şeytana da insanları bu yolda alıkoyması için imkan ve süre verilmiştir. bu mücadelenin ise adil olması gerekir. adil olması içinse yapılması gereken tek şey insanları bu mücadeleden haberdar edecek peygamberler göndermektir. eğer allah'ın varlığını bilgi olarak elde edersek şeytana karşı adil olunmamış olunur. şimdi hal böyleyken allah'ı göster gibi, bilimsel elle tutulur bir gerçeklik aranıyorsa zaten böyle bir şeyin olması kur'an ı kendi içinde çelişen duruma getirir. şöyle söyleyeyim eğer ben bugün bilimsel olarak yani şüphe edilemeyecek bir şekilde allah'ın var olduğu bilgisine ulaşırsam benim için kur'an ın hiçbir değeri kalmaz. çünkü çelişmiştir. sonuç olarak benim inandığım din zaten her zaman şüphe gerçeği olacağını söylerken kalkıpta şüphe edenlerin benim gönülden şüphe etmeme tercihimle dalga geçmeleri yersiz gereksiz olduğu gibi, benimde her zaman şüphe gerçeğinin olacağı karşısında şüphe edenlere bir şeyler söylemem gereksiz olacaktır. inanmak ya da inanmamak işte tüm mesele bu.
  7. herhangi bir şey ile dalga geçmek ne kadar aşağılık bir davranışsa, din ile dalga geçmek de en az ve en fazla o kadar aşağılık bir davranıştır.

    sözüm melamilik hırkasını sırtlayanlardan, 'ben'den geçen tüm abdallardan, iki kapılı han meczuplarından, gogol bordello'dan ve bizim bakkal cafer abi'den dışarı. onların durumu biraz farklı.

    (bkz: melamilik)
  8. inancınıza, ideolojinize güveniyorsanız ne kadar dalga geçildiğinin önemi yoktur. yok, iki insan senin inancına, ideolojine güldü diye sen bozuluyorsan, inciniyorsan e sen zaten güvenmiyorsun inandığın şeye demektir. demek ki ne sağlam sebeplere dayandırmışsın ne de tam anlamıyla savunuyorsun. eğer biri, iki insan inandığı şeye ehuehehehe diye güldü diye inciniyorsa kusura bakmasın da o zaten içten içe inanmıyor demektir. biraz ittirsen lan doğru mu acaba noktasına gelmenin korkusunu yaşıyordur. eğer inanıyorsan güzel kardeşim gül geç. gülmek güzel şey bir denesen sen de seversin.
    nedra
  9. akıllara şu replik gelir:

    edward bloom: bilmem haberdar mısın josephine? afrika papağanları, gerçek yurtları kongo'da sadece fransızca konuşurlar.

    josephine: gerçekten mi?

    edward bloom: onlardan dört kelime ingilizce duyarsan şanslısın ama ormandan geçerken onların ayrıntılı bir şekilde fransızcayı konuştuklarını duyarsın. bu papağanlar her şey hakkında konuşur. politika, sinema, moda, din dışında her şey.

    josephine: neden din hariç baba?

    edward bloom: din hakkında konuşmak kabalıktır. kimi gücendireceğini asla bilemezsin.

    big fish | 2003
  10. bu akp en büyük zararı burada verdi işte islam kisvesi altında memleketi soyup soğana çevirdi ve islamiyetten nefret eden bir gençlik oluşturdu "titrerim mücrim gibi baktıkça istikbal'ime " gelecek dahada karanlık gözüküyor.