1. göz bozukluğu görünümlü öğrenme bozukluğu. ortada bir maraz var ve açıkçası şaşırtıcı bir maraz. bu milyonlar göz kusuru olarak mı öğrenemiyorlar, yoksa öğrenemedikleri için mi öğrenmekte sıkıntı çekiyorlar? o değil yüce tanrı bizi böylesi araz ile marazlardan korusun. düşünün bir kere, okuyamıyor, hadi birileri okur size de, yazamıyorsunuz. aman allah'ım, bu ne büyük bir ceza. 700 milyondan birileri olamadığımız için şükrü senâ edelim. okumak ve yazmak mühim şeyler, hele ki yazmak çok mühim. yazamamak bir kırılış hikâyesi olur ve bu hikâyenin meftâ ehli olur insan. hikâye de başka birine ait. sonra sen oldun mu heba. şükür ki çokça şükür.
  2. hamilelik esnasında bazı durumlarda testosteron hormonu normalden fazla salgılanabilir. bu durumda genellikle anne karnındaki kız bebek yaşamını yitirir ancak erkek bebekler kendi hormonları olduğu için hayatta kalabilir. ancak testosteron hormonunun fazlalığı henüz olgunlaşmamış olan -bebek anne karnında iken sol beyin sağ beyine göre 1 hafta geç olgunlaşır- sol beyini hasara uğratır. bilindiği gibi sol beyin konuşma ile ilgili özelleşmiş alanları üzerinde bulundurur. bu nedenle her 5 disletikten 4'ü erkektir.
  3. sadece görme güçlüğü değildir. genel itibariyle anlama güçlüğü denilebilir.

    içinde birçok alt türe ayrılsa da genel de okuma ve anlama güçlüğü çok görülür. ailelerin çocuklara aptal gözüyle bakmasına sebep olur.

    tanınmış bir çok ünlü de disleksi hastalığı vardı. bazıları albert einstein, bill gates, leonardo da vinci
  4. 1q84 romanındaki fukaraeri karakterinin sahip olduğu okuma bozukluğuna dayanan hastalık.
  5. çocukluk dönemimi kabusa çeviren, ailemin inanılmaz sabrıyla aştığım durumdur. hatta okuma yazmayı ilk öğrenen olduğum için 1. sınıfta kurdeleyi kapmıştım. o zamanlar mucize gibiydi kurdeleyi de ailede kahrımı en çok çeken babama vermiştim. şimdilerde hiçbir etkisi kalmadı ama çocukluk denince aklıma ilk gelen hâlâ disleksi olur.