• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
dokunma dersleri - yalçın tosun
Bir Kocanın Gizli Defterinden, Sıcak Sandalye, Soğuk Yılan, Dilan'ın Ormanı, Ruhsar Hanım'la Levon Bey'in Beş Çayı... Belki de, yazarın unutulmazları arasına girecek böyle birçok öykü Dokunma Dersleri'nde bir araya geliyor.

Tutku, keder, utanç, pişmanlık, nefret, dostluk ve dile gelmeyen sevgiden mürekkep öykülerde Yalçın Tosun kalemini bir sihirbaz değneği gibi kullanıyor. Kaşla göz arasında rengârenk duyguları ortaya döküverdiğinde adeta neye uğradığımızı şaşırıyoruz. Derhal dönüp tekrar tekrar okuma isteği uyanınca bir sonraki öyküye hemen geçilemiyor.

Yalçın Tosun, üçüncü öykü kitabıyla sayıları giderek artan okurlarını ve öyküseverleri heyecanlandırıyor.
(kitap özeti www.idefix.com'dan alınmıştır)


  1. son zamanlarda türk edebiyatına dair heyecan ve umut uyandıran sayılı isimlerden biri yalçın tosun benim için. anne, baba ve diğer ölümcül şeyler ve peruk gibi hüzünlü'den sonra okuduğum 3. kitabı oldu dokunma dersleri. genel anlamda en az ilk iki kitabı kadar başarılı. hala birkaç sayfaya sığdırdığı, farklı ve uzak hayatlardan alıp getirdiği çok kısa enstantenelerle bize onlarca duygu yaşatıyor. kelimeleri çok ustaca kullanıyor ve tasvir yeteneğiyle o "an"ı bize de yaşatıyor. öykülerde yine hüzün, pişmanlık, çaresizlik ve özlem hakim.

    ama öyle bir hikayeye son buluyor ki bu kitap, işte bu son öykünün hatrına benim için daima özel bir yeri olacak.
    "herkes kendi gemisinde" öyküsü birkaç sene evvel yaşadığım duyguları öylesine birebir ve vurucu biçimde anlatmıştı ki, asla tamamen iyileşmeyeceğini bildiğim ama en azından bir süredir varlığını unutur gibi olduğum en derin yaramı tekrar acı acı sızlattı. böylesi güçlü etkiler uyandırabilen bir kitabı tüm öyküseverlere tavsiye ediyorum.
  2. 8 satırlık duygulara karşılık gelen norveç dilindeki o kelimeler gibi kapsayıcı, yoğun anlam yükü taşıyan tasvirleriyle, klişelerden uzak kalmayı başaran öyküleriyle bir kez daha hayran kaldığım yalçın tosun'un öykü kitabı.

    öyküler gene pek kısa. 2. satırda sizi içine çekiyor, 2. sayfada bitiveriyorlar, tadı damağınızda kalıyor her defasında.

    "amman bitmesin" diyerek ağır ağır okumadığınız taktirde bir iki saatte sona erecek kısacık bir öykü kitabı bu, hiç sekteye uğramayan öylece akıp giden.

    epey övgüyle yazdım evet ama benim için peruk gibi hüzünlü ile anne, baba ve diğer ölümcül şeyler'in bir tık gerisinde kaldığını da söylemeden geçmeyeyim. okuyunuz.