• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.16)
Yazar peyami safa
dokuzuncu hariciye koğuşu - peyami safa
yalnız ve hasta bir çocuğun çocukça aşkını ve ızdırabını; mesut olmak isteyen bir genç kızın temiz sevgisini; inanmak arzusu bütün benliğini saran bir insanın kuruntularını ve çıplak hastane duvarlarında yankılanan sessiz hıçkırıkları anlatır. peyami'nin kendi geçmişinden izler taşıyan bu romanda mutluluğu ve felaketi aynı etkileyicilikle anlatma gücüne hayran kalacaksınız. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. türk edebiyat tarihinde en iyi betimlenmiş kitapların başında gelir nazarımda ve çok güzel bir kitaptır okunmasını ve peyami safa beyefendinin ne kadar başarılı bir yazar olduğunun anlaşılmasını çok isterim.

    ancak; bu kitabı yurdumuzda ilkokul seviyesindeki çocuklara okutmak pek doğru bir iş değil diye düşünüyorum, çünkü; değindiğim üzere çok iyi betimlenmiş olmasından ötürü okuyacak çocukların bu kitabın içerisinde barındırdığı kasvet ve karamsarlığı zihninde canlandırdığında pek sağlıklı sonuçlar doğuracağını düşünmüyorum ve dahası bu kitap ilkokul yaş çocuklarında okumaya karşı oluşturulmuş ya da oluşturulacak alışkanlıklara da ket vuracaktır diye tahmin ediyorum.
    dybba
  2. lisede iken edebiyat hocamızın zorunlu ödev olarak verdiği ve okumadığım, bir yandan da merak ettiğim kitap. psikolojik tahliller barındıran, sorgulatan kitapları severim, ancak tarafıma bir şeyler dayatıldığında ters tepiyor. kaldı ki, okumayı çok severim. ödev olarak kitap veren hocalar varsa, lütfen vazgeçin kitap dayatma huyunuzdan. çocukları/ gençleri kitap seçimi konusunda özgür bırakın bari.
    ilk fırsatımda okuyacağım, gerçekten de merak ettiğim gizemli bir kitap halini aldı cidden.
  3. kitap cok ince diye secmistim bir okul odevi icin. secmez olaydim. cok gercekci ve akici. insanin iliklerine kadar isliyor. alismisiz tabi mutlu biten sonlara...
  4. 2 sene önce annem talihsiz bir hastalığa yakalanmıştı ve yaklaşık 1 yılımız bu hastalıkla mücadeleyle hastanede geçmişti. lisedeyken bu güzel romanı okumama rağmen hastanede yatıp kalktığımız günlerde bir daha okumuştum. kitabın sonlarındaki şu cümle hiç aklımdan çıkmaz.

    "büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler"
  5. romandaki çocuğu benden iyi kim anlar acaba?
    çünkü benzer acıları, ruh sıkılmalarını, uzaklıkları ve tabii "karantinayı" ben de yaşadım...

    bu yüzden okurken içimi kaza kaza geçti her kelime, nushetler yalan söylememeli dedim ben de...

    peyami safa, incecik bir kitapla milyon şey anlatmayı başarmıştır; okuyun okutun...
  6. bitirince hayran kaldığım, otobiyografik eser olduğunu görünce şoka uğradığım, türk romanlarına gereksiz bir ön yargı içinde bulunan benim, bu ön yargıyı yok etmeme vesile olmuş kitaptır. içinde benzer bir yargı taşıyanlara da kesinlikle önermekteyim. bir insanın ruh hali, psikolojisi bu kadar öz ve bu kadar güzel anlatılabilirdi ancak. yanınıza bir kalem ve eğer kitapları çizmekten hoşlanmıyorsanız bir de defter almakta fayda var, çünkü bol bol cümlelerin altını çizeceksiniz.
  7. hasta bir çocuğun hastalık süresince psikolojisinin ve aşkının işlendiği ; betimlemeleri ve benzetmeleri ilk defa bu denli farkettigim küçüklügümün favori kitabı.
  8. ilkokulda sınıf kütüphanesinden alıp okumuştum, hala daha tadı damağımdadır, tuhaf bir duyguya sürükler adını anmak bile.
  9. yıllar önce okumuştum bu romanı. peyami safa amcamın okuduğum ilk romanıdır. bol bol psikolojik tahlil içerir. zaten yazarın romanlarındaki en belirgin özelliği de budur. 13-14 yaş üstü rahatlıkla okuyabilir. akıcı bir üslupla yazılmıştır.
    symek
  10. bir şeyi, misal kapalı bir gökyüzünü bir kaç sayfa boyunca betimler. anlatır da anlatır. siz "vay be" dersiniz. sonra dışarı çıkar okurken "vay be" dediğiniz gökyüzüne bakarsınız. bakarsınız ama iki cümleden fazla bir şey kuramazsınız gökyüzü hakkında. sonra anlarsınız ki okumakla yazar olunmuyor, hissettiklerinle yazar olunuyor. ben bu kitabı okuyunca bunu farketmiştim. gerçi bütün peyami safa kitaplarında bunu görebilirsiniz.