hbo max'in dc comics için yaptığı titans'dan doğma dizi. çizgi romanı da varmış ama ben diziye değineceğim burada. doom patrol, süper kahraman olmayı istemeyen ama mecbur kaldıkları için dünyayı kurtarmak zorunda kalan "loser" bir grubun hikayesini anlatıyor. ama hemen öyle diğer süper kahraman dizileriyle karşılaştırmayın. bu dizi çok acayip. bazı bölümler nasıl bir kafanın ürünü çok merak ediyorum. uçuk kaçık, eğlenceli bir dizi. o dünyayı kurtardım ben süperim kahramanım duruşunun verdiği bayık hava yok. legion kadar uçuk olmasa da, "manyak mısın olm, ne içiyorsunuz siz" dedirtiyor çoğu bölüm.

ufak bir özet geçelim. doom patrol çok trajik şartlarla güçlerini kazanmış insanlardan oluşuyor. ana karakterler şöyle...

-jane çoklu kişilik bozukluğu olan bir kadındır. 64 farklı karakteri var ve hepsinin kendine has güçleri var. sürekli yeni biri çıkıyor ortaya.
-rita farr 1950'lerin ünlü hollywood yıldızı dış görünüşlere çok düşkün ama geçirdiği bir kaza sonucu devasa bir jelatin yığını gibi bir yaratığa dönüşür.
-larry trainor içine negatif enerji girmiş 1960'lardan bir hava kuvvetleri pilotudur. radyoaktif olduğu için özel sargılarla mumya gibi dolaşır ortalıkta.
-cliff steele da eski bir nascar yarışçısıdır. geçirdiği kaza sonrası sadece beyni kurtulmuş ve beyin robotik bir vücuda konmuştur.
hepsini chief dedikleri dr. niles caulder koruma altına almıştır. onun malikanesinde yaşarlar. dizide ayrıca dc evreninden cyborg olarak bildiğimiz vic stone da var.

sezonların hikayesine girmeyeceğim, çok spoiler olur ama iki sezonu da hiç sıkılmadan çok eğlenerek izledim. üçüncü sezonu iple çekiyorum.

!---- spoiler ----!


hiç sıkılmadan izledim dedim ama ikinci sezonda chief'ın kızı kadar itici bir karakter, dizi, film vs tarihinde olmamıştır herhalde. öyle evlat olmaz olsun bence.

!---- spoiler ----!


ilk sezonda kötü adam olan mr. nobody karakterini alan tudyk oynuyor ve efsane bir performans sergiliyor bence. chief'i timothy dalton oynuyor. bond olarak hiç sevmesem de, yaşlandıkça karizmatikleşmiş bence. cliff steele rolünde brendan frasier'ı uzun bir aradan sonra tekrar ekranlarda görmek çok güzel oldu ve çok iyi iş çıkartmış karakterle. aşırı eğlenceli replikleri var ve hiç sırıtmıyor. larry trainor rolündeyse white collar dizisinin yıldızı matt bomer var. o güzelliğin sargılarla kaplı olması çok üzücü ama ses tonu bile yetiyor bana. ve son olarak 64 farklı karakterli jane rolündeki Diane Guerrero müthiş bir performans sergiliyor. her karakterin altından başarılı bir şekilde kalkıyor.

sonuç olarak değişik bir havada bir süper kahraman dizisi izlemek isterseniz, kaçırmayın derim bunu. benim için bu yılın en iyi süprizlerinden biri oldu.