• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (10.00)
Yazar ivo andriç
drina köprüsü - ivo andriç
nobelli yazar, ivo andriç, drina köprüsü'nde, isyanların, salgınların, savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde balkanlar'ın tarihini, eski bosna'yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini anlatıyor. osmanlı yönetimi altında farklı toplulukların bir arada nasıl yaşadığını geniş bir görüşle ve incelikle, efsanelerle, masallarla zenginleştirerek resmederken, andriç'in bize sunduğu ne müthiş bir uyum tablosu ne de mutlak bir zulüm hikayesidir. kimliklerin, dinlerin, devletlerin ve de her şeyin ötesinde, içinde insanların olduğu karmaşık be zengin bir hayat anlatısıdır bu.


  1. balkanlara en ufak bir merakı olan herkesin mutlaka okuması gereken bir eser. özellikle yugoslavya ve 90'lar üzerine fikir sahibi olmak için, tarihi perspektifi ve süregelen etnik milliyetçiliği, bunun yol açtığı zulüm ve katliamların yanında, hoşgörü ve itidalin önemini gösteren okunması gereken bir roman.

    "ama para, sonunda insanın avucunu boş,namusunu da kirlenmiş olarak bulduğu bir hayal oyunu gibi onların avucundan da akıp gidiyordu."
  2. sırp yazar ivo andriç tarafından şaşırtıcı bir biçimde tarafsızca yazılan, okurken zaman zaman insanı göz yaşlarına boğan şaheser roman.

    balkanların osmanlı fethinden 1. dünya savaşına kadar tarihini çok kültürlü, çok dinli tipik bir balkan kasabası üzerinden anlatmaktadır.

    yazar bireyi ve toplumu çok iyi gözlemiştir. siyasi gücün el değiştirme aşamasında güçlenen tabakanın zayıflayan tabaka üzerinde hakimiyet kurma sürecini ustalıkla anlatır. erken dönem modernleşmesinin bireyi ve toplumu dönüştürmesini ve etkilemesi de sıkmayan edebi bir tonla okuyucuya alttan alta işlenir.
  3. bir köyün nasıl yavaş yavaş şehir olduğunu anlatırken cemaat biçimi toplumdan cemiyet biçimi topluma geçişi de anlatıyor. zamanı ve değişimi anlatan bir başka nadir kitap. yer yer hüzünlü yer yer komik. daha çok hüzünlü. kaynağı bilinmeyen hüzün daha çok hüzünlendiriyor. drina köprüsünün etrafında değişen bir dünya ve değişen insanlar. bir tek sokullu mehmet paşanın köyüne yaptırdığı köprü duruyor. sokullunun, köyünde kalan gönlüdür bu köprü.

    !---- spoiler ----!

    osmanlılar der ki: "üç şey saklanamaz: aşk, öksürük ve fakirlik."

    !---- spoiler ----!
  4. işkence sahnesini çok iyi hatırlıyorum, baya küçükken okudum, okumaz olaydım.
  5. ivo andriç hümanist bir yazar olmasının etkilerini bu kitabında da göstermiştir. tamamen tarafsız bir gözle olaylara bakıp, ırk, din v.s ayrıntıya sahip çıkmadan, gözlemler ile desteklemiştir bu eserini.

    kitapta aslında hikayeler arka arkaya, veya iç içe geçmiş durumda. her hikaye için bir eser yazabilirdi andriç ,isteseydi.

    bu kadar olayı önce açmak, tarafsızca detaylandırmak sonrasında da birleştirmek ciddi manada ustalık ister. boşa nobel ödülünü almamış zaten andriç bu eseriyle.

    bazen köprü konuşuyor ben dinliyorum havasına da kapıldım okurken.hayat akıp gidiyor, insanlar ölüyor ,öldürülüyor ,etnik milliyetçilik akımları baş gösteriyor v.s , ama köprü hep orada ,sanki bunları not alıyor, ilerki nesillere aktarmak için.

    işte andriç burada kendisini belki de köprü yerine koyarak, bu eseri ciddi manada tarafsızlık çerçevesinde yazıyor.
    ilerki nesiller drina köprüsünün adını duyduklarında , aman be, basit bir köprü deyip geçmesinler diye .
  6. !---- spoiler ----!

    haydi kalkın makine geldi!.. diye bağırıyorlardı. perondaki memur onları dışarı iterek söyleniyordu: — deli misiniz? size trenin kalkmasına daha üç saat var demedim mi?.. kuşku ve güvensizlik içinde tekrar yerlerine dönüyorlardı. ama bir düdük sesi duyulunca yine fırlıyor, itişerek kakışarak koşuyorlardı. memur yine söylenerek onları geri yolluyordu. bir türlü makinenin ne olduğunu anlayamıyorlardı. onlar için o, hızlı, esrarlı ve sinsi bir şeydi. dikkat edilmezse, göz açıp kapayıncaya kadar insanın elinden kaçardı. o sadece köylüyü nasıl aldatıp kaçacağını düşünürdü...

    !---- spoiler ----!