• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.33)
düne kadar dünya - jared diamond
"çöküş ve tüfek, mikrop ve çelik gibi kitaplarıyla çok satanlar listelerinin gediklisi hâline gelen, pulitzer ödüllü jared diamond, bu sefer yeni bir soruya yanıt arıyor: dünyayı daha yaşanabilir bir yer hâline getirmek için eski toplumlardan öğrenebileceğimiz ne olabilir?

modern dünyanın havayoluyla seyahatten telekomünikasyona, okuryazarlıktan obeziteye varıncaya kadar pek çok özelliğini değişmez şeyler olarak görüyoruz. oysa yaklaşık altı milyon yıllık varoluşunun neredeyse tamamında, insanoğlu bunların hiçbirine sahip değildi. bizi ilkel atalarımızdan ayıran uçurum asla aşılamayacak kadar derin görünüyor olsa da, geleneksel yaşam biçimlerini büyük anlamda koruyan toplumlara bakarak geçmişimiz hakkında yeni şeyler öğrenebiliriz. yeni gine'nin dağlık kesimlerinde yaşantısını sürdüren bu tür toplumları incelediğimizde, evrim süreciyle kıyaslandığında tüm bu değişikliklerin ancak dün yaşanmış olduğunu ve biz modernlerin çoğu zaman modern durumlardan ziyade geleneksele daha kolay uyum sağlayan bedenlere ve sosyal uygulamalara sahip olduğumuzu görebiliyoruz. düne kadar dünya, milyonlarca yıllık insan geçmişinin büyüleyici görünümünü ilk elden ortaya koyuyor ve geçmişimizle günümüz arasındaki farklılıkların bugünkü hayatlarımız için ne gibi bir anlam taşıyor olabileceğini irdeliyor.

düne kadar dünya, pasifik adalarının yanı sıra amazon yerlileri, inuitler, kalahari san halkları ve diğer eski toplumlar üzerindeki on yıllarca yıllık saha çalışmalarından yola çıkan jared diamond'ın bugüne kadar yazdığı en kişisel kitap hiç şüphe yok ki. geleneksel yaşam tarzını benimseyen halkları romantik bir bakış açısıyla ele almaktan kaçınan diamond, bu toplumları insanoğlunun karşılaştığı çocuk yetiştirme, yaşlı bakımı, anlaşmazlıkların çözümü, risk yönetimi ve fiziksel sağlık gibi evrensel sorunlara getirdikleri çözümler açısından inceliyor.

kışkırtıcı, aydınlatıcı ve eğlenceli… düne kadar dünya, her okurun elinin altında bulunması gereken etkileyici bir inceleme."


  1. yanlışım varsa bilen arkadaşlar düzeltsin; kitabın yayın evi sanırım akılçelen kitaplar, ki son bir iki yıldır bastıkları kitaplarla göz dolduran bir yayın evi. burada bir artı koyalım.

    çevirmen cengiz yücel...başka bir çevirisini ben okumadım, ancak yukarıdaki yorumdaki gibi hatalar varsa böyle bir yayınevi böyle bir hataya nasıl düşer anlamak zor.

    jared diamond'u pek çok kişi pek tabii tüfek, mikrop ve çelik ya da çöküş ile tanır. o kitabın görünmeyen kahramanları ise ülker ince ve elif kıral adlı çevirmenlerdir. aslında hemen her çeviri kitapta karşımıza çıkan çevirmenin vezir de rezil de edebilme gizli gücü ile karşı karşıyayız. ve ne acı ki aslında çevirmen rezil ederken de vezir ederken de ne yaptığını üç aşağı beş yukarı bilir, olumsuz sonuçları kimisi yayınevlerinin çalışma koşullarına, kimisi editöre, kimisi suların kesik olmasına bağlasa da aslında en temel gerçek memlekette hamken oldum diyebilmenin geçer akçe olmasıdır.
    mesut
  2. şimdi ben buraya neden geldim…zamanında bu kitabı okunacaklar listeme almışım da ondan. hatta yukarıda şimdi okununca kısmen mantıksız gelecek bir yorum da bırakmışım. zamanında başlığı açan kişi hatırlıyorum, bu kitabın çevirisinin “berbat” olduğunu belirtmişti (silmiş efenim, silmiş gitmiş); onun üzerine biraz da şaşkınlıkla yazmışım bir önceki yorumu. şu yorum silme huyunuz kurusun, kimden neyi kaçırıyor, hangi kıymetli buluşlarınızı küsüp de geri çekiyorsunuz anlamadım ki…

    kitabı okudum; çevirisi hiç de kötü değil. birkaç kelimenin yanlış yazımı gibi hatalar mevcut ancak bunlar elbette çevirmenin sorunu değil. son okuma diye bir şey var, yapmayanlar utansın. tam bu noktada, bir şeyi de netleştirmekte fayda var sanırım. okuduğumuz kitapların çevirilerini notlandırırken neye dikkat edeceğiz? bence öncelikle edebiyat çevirileri ile bu kitap gibi birebir çeviri gerektiren kitapları ayrı ele almak gerek. edebiyat çevirilerinde öncelikle yazarın yakaladığı akıcılık korunabilmiş mi bakmak gerekirken bunun gibi kitaplarda bilimsel terimlere anlaşılır ve net karşılıklar bulunabilmiş mi, ana fikir doğru verilebilmiş mi ve türkçe bozulmadan korunabilmiş mi soruları önem taşır. yazar –özellikle sosyal bilimlerde- müphem ifadeler kullanmışsa sanırım okuyucu hazır hap yutma hevesi ile bunu bir metot değil çeviri sorunu olarak görmeyi seçiyor…tata, yanlış!

    her kitap herkes tarafından yüzde yüz anlaşılacak diye bir koşul yok elbette. çevirmen aracıdır, alır, anlar, yorumlar, aktarır…jared diamond’un kitapları bence güzel hikayelerle derdini çok iyi anlatan kitaplardır, ancak okuyucu bölümün başında eğer üç beş maddelik özet bir sonuç beklentisine sahipse sonunda hayal kırıklığı yaşayabilir…yapacak bir şey yok.

    kitaba gelelim. arka kapak yazısında şöyle bir ifade var: “jared diamond bu sefer yeni bir soruya yanıt arıyor: dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için eski toplumlardan öğreneceğimiz ne olabilir?” bu sorunun cevabını ararken geleneksel toplumlara genel bir bakışla önce alanın sınırları çiziliyor ardından da yazar bizi bu toplumlardaki savaş, tehlike, din, dil, sağlık, çocuk, yaşlılık gibi kavramlara ilişkin algılar / gelenekler üzerinden hem bir karşılaştırma hem de sorgulamaya itiyor. bu karşılaştırmalarda romantik bir “eski iyidir” tutumu olmadığı gibi karşılıklı alışverişin olası kazanımlarına da dikkat çekiliyor. zaten jared diamond okuyanlar böyle bir romantizm barındırmayacağını tahmin edebilir.

    kitabın özellikle din, dil ve sağlık bölümü benim açımdan çok ilgi çekiciydi. din kavramı üzerinden itaat, doğaüstü inançlar, savaşlar ve örgütlenme tartışılırken çok dillilik nedir, diller nasıl ölür, çok dillilik bir zenginlik midir gibi sorular ile yüzleştiğinizde kapanmış bir dosya ile değil tartışma, öğrenme ve sorgulama gerektiren, güncele ilişkin bir okuma ile karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz.
    tavsiye ederim.
    mesut