1. bu nasıl bir gruptu? herkes dönüp bakıyor ama kimse neden yapıyor, niçin yapıyor sormuyor, üstüne üstlük keyifle izler gibi bir çizgi sergiliyorlardı.
    toplam yirmi dört genç, arka arkaya sıralanmıştı. belki de daha fazlası vardı. ancak şu anda yirmi dört tane kalmıştı, saydığım kadarıyla. yirmi üç oldu...

    nedenlerini ya ben bir tek merak ediyordum, ya da insanlar fazla korkaktı, sanki kendileri de en ufak bir söylemde sıraya girip kendilerini o uçurumdan aşağı bırakacaklardı. hayır, uçurumun aşağısı su ile dolu değildi. minimum iki yüz metre vardı ve yer tamamen kayalıktı. düşen hiç kimse henüz tekrar ayağa kalkamamış, yerdeki kan gölü ise yirmi dörtten fazla olduklarını kanıtlar hale gelmişti. evet yaklaştım ben, diğerleri gibi değildim. ama en önde durana soracak kadar da cesaretim yoktu. çünkü o çoktan gözlerini kapamış, bir şeyler düşünüyordu.
    en arkadaki bir altmış boylarındaki gencin yanına gittim.
    "neden?" dedim ve sustum. sıra senin dercesine.
    gülümsedi. gülümsemesi, bana bir şeyi hatırlattı, bu gülümseme aptal birinde bulunmazdı. bu gülümsemeyi en son yapan zaten asılmıştı. bir yerden okuduğum o gülümseme karşımdaydı. aciziyet değil, zafer vardı bu yüzde.

    "neden mi? nedeni ortada değil mi aziz dostum? memleketi almış götürüyorlar. birkaç bomba ile öldü deniliyor insanlara. ya da bir kereden bir şey olmaz diyorlar tecavüzcülere. en kötüsü de herkes yavaş yavaş bunlara alışıyor ve susuyor. konuşanlar da gördüğün gibi önümde sırada. bu bir intihar değil. biz asla fark ettiremedik bir şeyleri. bunları iyi aklında tut, yaz bir yere, belki birileri görür de bu intihar sandıkları şey asıl amacı olan farkındalığı yaratır! şimdi belki toplu intihara da alışacaklar. bizi de terörizm ile suçlayacaklar. belki de zihinsel bomba lakabı takacaklar bize. ama bugün için son umudum bir şeylerin değişeceği dostum. ve bu son umudum. " dedi ve gözlerimin önünden kayboldu.
    farkında değildim. her atlayan ile birlikte bir adım öne gidiyor, ben de onunla gidiyordum. son kelimesini bastırarak söylemese ben de sanırım gidecektim.
    neyse!
    şimdi bunları yazdım. bir taşı da üstüne koyuyorum, umarım birileri görür. benim de son umudum bir şeylerin değişmesi olsun. hadi bakalım.

    düşüş...
    iki yüz
    yüz elli
    yüz
    elli
    yirmi beş
    on
    beş
    dört
    üç
    iki
    bir!