-
norveçli ekspressyonist ressam.
resim sanatının en önde gelen isimlerinden biridir. kendisi, sık sık yaşadığı sinir buhranlarını, psikolojik sorunlarını, hayatın olağan sıkıntılarını ve doğanın buna tepkisini olağanüstü bir şekilde yansıtmış biridir. bu nedenle de dışavurumcu bir ressam olarak adlandırılır. renkleri kullanmadaki başarısı ve fırça vuruşları ile van goghu anımsatır.
en bilinen tablosu "çığlık" olmakla birlikte "hayatın frizleri" serisindeki "melankoli" adlı tablosu beni en çok cezbedenidir.. -
frida kahlo ve marc chagall gibi sanatçılara benzer şekilde self-portreleri veya otobiyografik nitelik taşıyan çalışmalarıyla öne çıkmıştır. ancak bu sanatçıların self-portreleri arasında vurgulanması gereken bir fark vardır.
kahlo ve munch, yaşadıkları spesifik olaylara göndermelerde bulunur portrelerinde. örneğin kahlo'nun diego rivera ile ayrılığı, geçirdiği kaza ve ameliyatlar onun eserlerinde doğrudan yer alır ve eser ile yaşanan olay arasındaki ilişki apaçık ortadadır. benzer şekilde, munch da belirli anlarda yaşadığı belirli olayları (spesifik olarak psikolojik krizleri) resimlerine yansıtmıştır. meşhur bipolar sanatçılardan olan munch, güncesine yazdıklarının da yardımıyla anladığımız kadarıyla, kendini ani ve yoğun bir baskı altında hissettiği kriz anlarını tasvir etmiştir scream ve evening on karl johan eserlerinde.
chagall ise hayatının çeşitli dönemlerine atıflar şeklindeki simgesel anlatımıyla bize bazı parçalar sunar kendinden. rus ve musevi kültürüyle çevrelenmiş kırsal bir bölgeden paris'e uzanan serüveninde, kişisel sembolizmini kendi sanatsal kimliğininin önemli bir parçası haline getirmiştir. paris'te yaşadığı dönemden bir self-portresinde kırsal hayata dair simgeler, ortodoks kilisesi, eyfel kulesi ve sanatçı için özel bir anlam ifade eden 7 sayısının kullanımı kolayca seçilebilen simgelerden. tüm bunlar, munch ve kahlo'nun tuvale aktardığı spesifik olaylar ve sanatçı üzerindeki etkilerinden farklı olarak, chagall'ın zihnindeki uzak ve yakın geçmişten çeşitli ve bölünmüş parçalar.