1. fight club:
    "elime bir tüfek alıp, türünü korumak için çiftleşmeyen her pandayı vurmak istiyorum, petrol tankerlerini açıp hiç görmeyeceğim fransız sahillerini kirletmek istiyorum. duman solumak istiyorum..."
  2. şüphesiz çok var, ama başlığı görür görmez aklıma ilk gelen gus van sant filmi good will hunting'ten sean karakterine ait şu monolog oldu:


    "sana sanatı soracak olsam bana okuduğun kitapları satmaya kalkacaksın. michelangelo hakkında çok şey biliyor musun? çalışmalarını, politik etkilerini, papayla ilişkilerini, cinsel tercihini, bütün çalışmalarını söylersin. ama sistine șapeli'nin kokusunu söyleyemezsin. çünkü oraya gerçekten gidip, o güzel tavana bakmadın. görmedin... sana savaşı sorsam shakespeare'den bahsedersin değil mi? "bir kere daha yaklaşıyoruz dostlar!", ama hiç savaş görmedin. en yakın dostunun kafası kucağında son nefesini verirken sana nasıl baktığını görmedin. sana aşkı sorsam sonelerden alıntı yapacaksın. ama bir kadının karşısında hiç tamamen savunmasız kalmadın. sana sırf gözleriyle hükmedebilecek birini görmedin. tanrının seni cehennemden kurtarması için indirdiği melek olduğunu düşünmedin. onun meleği olmak nasıl bir şeydir, bunu da bilmiyorsun. her şeye rağmen, kansere rağmen bir aşkı sonsuza dek paylaşmayı da. bir hastane odasında iki ay boyunca elini tutarak sabahlamak ne demek bilmiyorsun. doktorun senin gözlerine baktığında "ziyaret saatleri" kuralının anlamsız olduğunu görmesi ne demek bilmiyorsun. gerçek bir kayıp vermek nedir bilmiyorsun çünkü hiçbir şeyi kendinden daha fazla sevmedin. birini bu kadar sevmeye cesaret bile edememișsindir. sana bakınca kendine güvenen bir entelektüel görmüyorum. ürkek bir velet görüyorum ama sen bir dahisin. bunu kimse inkar edemez. kimse senin derinliklerini anlayamaz. sırf bir resmimi gördün diye hakkımda her şeyi bildiğini sanıyorsun. hayatımı yorumladın. yetimsin değil mi? sırf oliver twist'i okudum diye hayatının ilk dönemlerinde neler hissettiğini anlayabilir miyim? bu seni anlatır mı? şahsen umurumda bile değilsin. senden bir şey öğrenemem. sen kim olduğunu anlatmak istemezsen, sırf kitap okudum diye seni anlayamam. anlatırsan ben varım. ama sen istiyor musun? söyleyebileceklerinden korkuyorsun... sıra sende şef. "
  3. "bildiğin gibi çizgi romanı çok severim. özellikle de süper kahramanlarla ilgili olanları. süper kahramanları sarmalayan mitolojinin büyüleyici olduğunu düşünüyorum. en sevdiğim süper kahramanı ele alalım: superman. harika bir çizgi roman değil, çok iyi çizildiği de söylenemez ama mitolojisi harika olmakla kalmıyor, aynı zamanda benzersiz de. süper kahraman mitolojisinin yapı taşlarından biri; bir tarafta süper kahramanın, diğer tarafta günlük hayattaki kişiliğinin olmasıdır. batman aslında bruce wayne, spiderman de peter parker’dır. o karakter sabah uyandığında peter parker’dır ve spiderman olması için kostüm giymesi gerekir ve bu noktada superman’in benzeri yoktur. superman, sonradan superman haline gelmedi. superman olarak doğdu. superman sabah kalktığında superman’dir. diğer karakteri clark kent. büyük kırmızı s’li kıyafeti…kentler onu bulduğunda sarılı olduğu battaniye…bunlar onun kıyafetleri. clark kent’in giydikleri, gözlüğü, takım elbisesi…esas kostüm bu. bu, superman’in aramıza karışmak için giydiği kostüm. clark kent bizim superman gözündeki yansımamız. peki, clark kent’in karakter özellikleri nelerdir? güçsüzdür, kendine güveni yoktur, korkağın tekidir. clark kent, superman’in tüm insan ırkı hakkındaki eleştirisidir."

    kill bill vol. 2 - quentin tarantino